Page 254 - Sugra

Basic HTML Version

253
rilikten, sefalete, aşağılığa, maddi ve manevi belalara duçar eden tembellik
ve ataletten, aklı körleyen, vicdanı donduran, hayatı bulandıran, yaşam
gündüzünü karanlık gece haline getiren, şefkat ve yardımlaşma kaynak-
larını kurutan her türlü kibirlilikten, çılgınlıktan, katılıktan kurtarmak için
bütün varlığı ile çalışırdı. Kitleleri kıtalarda irşad ederdi.
Hayatının son yıllarında irşad dairesini genişleterek Avrupa’nın çeşit-
li devletlerine seferler düzenledi.
1991
’de hemen hemen Avrupa’nın tüm
devletlerinde gerek Türklere gerekse diğer uluslara ait cami cemaatlerine
ders verdi. İnsanlara İslam’ın inancından ve fazilet bahçesinden deste des-
te güller sundu.
Her bir seferinde binlerce insan şevkle derslerini dinledi. Dinleyenlerin
gönüllerine, iman nuru doğuyordu. İçlerine muhabbet meltemi esiyordu.
Akıllarına marifet anlayışı hasıl oluyordu. Dolayısıyla her bir sohbetinde
yüzlerce insan kuyruklar teşkil ederek mübarek eli üzerine tövbe eder ve
tarikata girerdi. Daha sonra şevkle ibadete sarılarak kolaylıkla kötü alış-
kanlıklarını bırakırlardı.
Avrupa’nın bir bölgesinden başka bir bölgesine gitselerdi beraberinde
kırk elli taksi, yüz iki yüz insan bulunurdu.
“Allah’ın bereketi, yardımı
cemaatledir”
hadisi şerifi gereğince Şeyh (k.s.) ve refakatinde bulunan
seçkin simalar da o diyarda, inkâra, cehalete, şehvani bataklığa ve mater-
yalizme karşı zafere götürür savaş açmışlardı. Hamdolsun oralarda izler
bıraktı. Hayli gönüller fetih olundu ve hidayet nuruna erdiler. Zikir, fikir
ve şükür etme şerefine kavuştular. Hatme-i Haceganın altın halkasında yer
aldılar. Kendilerini Yüce Allah’ın gözetiminde hissederek İslami yaşama
başladılar. Evlerine huzur, kazançlarına bereket ve yüzlerine nur geldi.
Çok ailenin çocukları çark ederek üstün ahlak, fazilet sahibi olup, çalışma
yollarını aradılar. Geleceklerini düşünerek kazançlarını değerlendirdiler.
İşte sohbetin bilançosu, irşadın yararı ve evliya muhabbetinin sonucu
budur. Rahmetli Yavuz Sultan Selim boşuna dememiş;
Bu cihanın saltanatı hep kuru kavga imiş.
Bir veliye bende olmak hepsinden a‘la imiş.
Şeyh (k.s.) bu seferinde nihai derecede yoruldu ve uykusuz kaldı. Zira
oradaki insanların dinde cehaletlerini, ahlaki çöküntülerini, maneviyat yok-
ŞEYH M. İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI