223
            
            
              Kuşları atış mesafesine alınca tetiği çekti. Sonra “birini vurdum” dedi. İki
            
            
              kuşta havalandı fakat bir tanesi yavaş yavaş alçalmaya başladı. Şeyh haz-
            
            
              retleri rüzgâr hızıyla kuşun düştüğü yere koştu. Kuşu kesti ve ata yükledik.
            
            
              Hazne’ye geldik. Kuş harem tarafına verildi. Akşama yakın bana dediler
            
            
              büyük şeyh seni çağırır. Gittiğimde elinde bir kap içinde bulgur pilavı ve
            
            
              üzerinde getirdiğimiz kuş eti var idi. Mübarek elini üzerinde gezdirdi ve
            
            
              sen çok yoruldun bunu ye dedi. Hayatımda yediğim en güzel yemek oydu.
            
            
              Çünkü yemek üzerine gezdirilen mübarek elden ne bereket yemeğe sızmış-
            
            
              tı bilemedim. Eğer o bereket olmasaydı o lezzeti alamazdım. Yoksa çok etli
            
            
              yemekler yeriz. Ama o tadı, o kıvancı onlardan almayız.
            
            
              Şeyh’in (k.s.) Sadat-ı Kiram ve evliya hakkındaki inancı çok kuvvetli
            
            
              idi. Diyordu ki;
            
            
              
                evliya, nüceba, nükeba, ebdal, aktap
              
            
            
              olmazsa dünya harap
            
            
              olur, hayat durur, felaket gelir. Çünkü insan ibadet için yaratılmıştır. Fakat
            
            
              gerçek ibadeti yapan evliya kesimidir. Diğerleri onların bereketleri ile ya-
            
            
              şarlar. Evet, altın korunurken kabı da korunur. Ürün için tarlaya da bakılır.
            
            
              Balta için sapı da saklanır.
            
            
              Şeyh (k.s.) bütün yaptığı işleri, elde ettiği başarıları, irşad ve nasihat
            
            
              alanında ileri derecelere ulaşmaları Yüce Allah’ın izni ile evliya bereketin-
            
            
              den bilirdi. Diyordu ki;
            
            
              
                “Evliya’ya yanaşın Allah’ın lütfunu göreceksiniz.
              
            
            
              
                Ehadiyyet güneşinden nur ışınlarını müşahede edeceksiniz.”
              
            
            
              Yüce Allah buyurur:
            
            
              128
            
            
              
            
            
              َ
            
            
              نوُ
            
            
              ن ِ
            
            
              س ْ
            
            
              ح ُ
            
            
              م ْ
            
            
              م ُ
            
            
              ه َ
            
            
              ني �
            
            
              ذ َّ
            
            
              لا َ
            
            
              و ا ْ
            
            
              وـ َ
            
            
              قـ َّ
            
            
              تا َ
            
            
              ني �
            
            
              ذ َّ
            
            
              لا َ
            
            
              ع َ
            
            
              م َ
            
            
              ه ّٰ
            
            
              للا َّ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا
            
            
              
                “Şüphesiz Allah iyilik yapanlarladır ve muttaki olanlarladır,”
              
            
            
              11
            
            
              .
            
            
              Şeyh (k.s.) diyordu ki: Bir insan bir veliyi ziyaret etmek isterse, daha ve-
            
            
              liye varmadan kendisini hazırlayacak. İçini arındıracak, edebini koruyacak
            
            
              ve ziyaretini uygun bir halde yapacak ki kerem kaynaklarından damlalar,
            
            
              feyiz denizinden dalgalar ve sohbet bahçesinden nispet gülleri kendisine
            
            
              nasip olsun.
            
            
              Molla Cami (k.s.), Hace-i Ahrar’ı (k.s.) ziyaret eder. Hace-i Ahrar sorar:
            
            
              
                “Ya Cami, memleketinizde ne var, ne yok?”
              
            
            
              Bilmiyorum, der.
            
            
              
                Geldiğin
              
            
            
              
                yolda, geçtiğin yerleşimlerde neler gördün?
              
            
            
              Bilmiyorum, der. “
            
            
              
                Bizim bu-
              
            
            
              
                raları nasıl görüyorsun?”
              
            
            
              Bilmiyorum
            
            
              
                ,
              
            
            
              der. Bunun üzerine Hace (k.s.);
            
            
              
                “birisi evliyayı ziyaret ettiğinde Cami gibi kalbini amaçtan başka her şey-
              
            
            
              11 Nahl suresi, ayet 128
            
            
              ŞEYH  M.  İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI