187
            
            
              Binaenaleyh, bozuk niyet ve kötü düşünce sahibi; bir şahsı bazen iyi
            
            
              bazen kötü, bir misali bazen alçak bazen yüksek, bir konuyu bazen yararlı
            
            
              bazen zararlı görebilir. Ama mezkur şeylerde değişiklik yoktur. Ancak bo-
            
            
              zukluk niyet ve düşüncededir.
            
            
              İyi niyetle yaklaşım her şeyi iyi eder. Düşmanı dost, uzağı yakın kılar.
            
            
              Ve zararlıyı yararlı hale getirir. Peygamber (s.a.v.) buyurur:
            
            
              .ى َ
            
            
              وَ
            
            
              ن ا َ
            
            
              م ٍ
            
            
              ئ ِ
            
            
              ر ْ
            
            
              ما َّ
            
            
              ل ُ
            
            
              ك ِ
            
            
              ل ا َ
            
            
              مَّ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا َ
            
            
              و ِ
            
            
              تا َّ
            
            
              يـِّ
            
            
              نلا ِ
            
            
              ب ُ
            
            
              لا َ
            
            
              م ْ
            
            
              ع َ
            
            
              لا ا َ
            
            
              مَّ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا
            
            
              
                “Ameller ancak niyetlerledir.”
              
            
            
              3
            
            
              Büyük âlim Şeyh Alauddin el-Haznevi (k.s.) şöyle diyordu:
            
            
              
                Bir yolcu,
              
            
            
              
                etrafı çayırla çevrili bir çeşme başına konar. Atların bağlandığı bir şeyi
              
            
            
              
                bulmayınca çeşmeye yakın bir kazık çakar, gelen ve konan hayvanlarını
              
            
            
              
                ona bağlasın diye
              
            
            
              .
            
            
              Başka birisi gelir aynı noktaya konar. Fakat çakılan kazığa çarparak
            
            
              yere düşer. O da, başkaları ondan zarar görmesin ona çarpmasın diye ka-
            
            
              zığı söker. İkisi de iyi niyetlerinden dolayı sevaba nail olurlar. Bu, itirazın
            
            
              
                birinci sebebidir.
              
            
            
              
                İkinci sebep:
              
            
            
              Fesat ehli; fesadı koparmak için durmadan müslümanla-
            
            
              rın kalplerine tefrika tohumunu ekerler, içlerinde adavet ateşini kızıştırır-
            
            
              lar, büyüklerini gözlerinden düşürmeye çalışırlar. Ve İslam nişanlarını kay-
            
            
              betmeye yeltenirler. İslam nişanları ve büyükleri hor ve hakir gösterilince
            
            
              İslam da, hor ve hakir görülür. Demek ki sahabelere, imamlara ve ümmet
            
            
              velilerine açıkça saldırı zımnen İslam dinine saldırmaktır; kitap ve sünnete
            
            
              gölge düşürmektir.
            
            
              Bugün din düşmanlarının elinde bu üslup en keskin bir kılıçtır. Ve müs-
            
            
              lümanlığı yaralamak için, nurunu söndürmek için ve ilerlemesine engel
            
            
              olabilmek için en geçerli bir metoddur. Velâkin heyhat:
            
            
              8
            
            
              
            
            
              َ
            
            
              نو ُ
            
            
              ر ِ
            
            
              فا َ
            
            
              ك ْ
            
            
              لا َ
            
            
              ه ِ
            
            
              ر َ
            
            
              ك ْ
            
            
              و َ
            
            
              ل َ
            
            
              و ه ِ
            
            
              روُ
            
            
              ن ُّ
            
            
              م ِ
            
            
              ت ُ
            
            
              م ُ
            
            
              ه َّ
            
            
              للا َ
            
            
              و
            
            
              
                “Yüce Allah mutlaka nurunu tamamlar. Kafirlerin hoşlarına gitme-
              
            
            
              
                se bile.”
              
            
            
              4
            
            
              3 Buhari, İman 41; Müslim, Cihad 155
            
            
              4 Saf suresi, ayet 8
            
            
              TASAVVUF