Page 95 - Vusta

Basic HTML Version

94
HÜSNÜ GEÇER
ZAMAN GEÇTİKÇE MÜSLÜMANLIĞIN HAKKANİYETİ
DAHA ZİYADE ORTAYA ÇIKAR
İslam dini haktır. İnsanlığa –her iki cihanda selamet, huzur ve mutlu-
luğa ermesi için– armağan edilmiş, ilahi bir düstur, rabbani bir düzendir.
Helal kıldığı bir şeyde mutlaka yarar vardır ki, helal kılmıştır. Haram
kıldığı bir şeyde kesinkes zarar vardır ki, haram kılmıştır.
Şeriat-i garranın hikmet ve maslahata kurulmuş hükümlerini ve illet-
lerini bilip düşünürsek behemehâl hakkaniyetine ikrar ve itiraf ederiz.
Nasıl itiraf etmiyoruz ki, düzenleyen, yaratan, bağışlayan ve hâkim olan
Yüce Allah’tır. Bildiren, emin olan Hazret-i Muhammed (s.a.v.)’dir. Hâl
bu iken İslamiyet’in hakkaniyetinde, yararlılığında, beşeriyeti her felaket-
ten kurtarıp her saadet ve selamete kavuşturmasında şüpheye gider miyiz?
Zaman aşımıyla bu hakikat daha ziyade tebarüz ve tezahür eder. Mesela:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Nefsim elinde olan Al-
lah’a yemin ederim. Yaklaşır ki Meryem oğlu adil bir hakem olarak,
aranıza insin. Hemen haçı kırsın. Domuzu öldürsün ve cizyeyi (vergiyi)
indirsin. (O zaman) mal akar. Öyle ki kimse onu kabul etmez.”
42
HADİSTEN ANLAŞILAN NOKTALAR
* Bütün varlık göksel olsun, yerel olsun, maddi olsun manevi olsun
Yüce Allah’ın kudret ve iradesinden meydana gelmiştir. Dilemeseydi hiç-
bir varlık, yokluk karanlığından varlık nuruna ve ışığına kavuşamazdı.
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim” hâşâ Yüce Allah’a el yoktur
ki, işlerini eliyle yapsın. Çünkü el ve alet ile işleri yapmak sadece bizim
gibi aciz yaratılanların özelliğidir. Yüce Allah’ın kudret ve iradesi bir şe-
ye taalluk ederse kün (ol) der, o da hemen olur. “Nefsim elinde”, nefsim
kudret ve iradesinin egemenliğinde demektir.
* “Hemen haçı kırar.” Yani Hristiyanların saygı gösterdikleri haçın
kutsallığını iptal eder. Haça saygı göstermeyi, ibadet etmeyi ortadan
kaldırır. Zira insan gibi mükerrem, şerefli bir varlığın; cansız, yararsız ve
mesnetsiz bir şeye tapması, aklen kabul edilemez ve idraken anlaşılamaz.
42 Buhari.