Page 51 - Vusta

Basic HTML Version

50
HÜSNÜ GEÇER
Birincisine ibadete düşkünlüğünden, harama girmemek için şüpheli
şeylerden perhiz yaptığından, malında yoksulun hakkı vardır diyerek
inandığından ve geleceğini güven altına almak için yorulmayan gibi
çalıştığından deli derlerdi.
Birincisi çalıştı, zengin oldu. Yanına giden gurbetçilere merhamet
kanatlarını açtı. Yer hazırladı. Kazanç yollarını gösterdi. Çok insanları
hayra maddi ve manevi saadete delalet etti. Onlar da onun gibi rüşde (din
ve dünya düzelmesine) kavuştular. Sayın imanlı iman sayesinde şükranla
anıldı, övgüyle dillere destan oldu.
Memleketine dönünce halkın takdirini kazanarak örnek insan kabul
edildi.
Diğer iki kardeşleri çene düşüklüğü kendilerinde olmakla, gözlerinde
bu hayat çok kıymetli bir şey görünmekle sefalet, yoksulluk, değersizlik
ve perişanlık balçığına gömülerek her şan u şereften uzak, yükselişe giden
her kafileden geri ve şerefli saflardan dışarı olmaya duçar kaldılar. Evet,
iman, eman, güven, güç, selamet ve saadettir.
İman sakınmadır. Sakınmak ise selamettir, kurtuluştur. İki yolcu çok
bitkili, çok böcekli bir yerde yolculuk yaparlar, yorulurlar. Bol gölgeli bir
ağacın dibine gelirler. Birisi ben burada uyumam. Çünkü otlar arasında
çok haşerat gezer. Zehirlileri de olabilir. “Burada uyumak bir yana, dur-
mak bile tehlikedir” diyerek çıplak bir alana çıkar. İstirahatini orada yapar
ve selamete kavuşur.
Diğeri ise “Ben, bu böceklerin zehirleri bir yana, zararlarına bile
inanmıyorum.” Gölgede derin uykuya dalar. Uyanınca koltuğu altında bir
kaşıntı hisseder. Kaşıyınca tırnakları arasında bir böceğin bir parçasını
görür. “Öldürücü örümcek olmasın?” diyerek feryat eder.
Arkadaşı gelir. Ne çare, bardağın suyu dökülmüş. Hâsıl Musul’a,
vergi Van’a kavuşmuştur. Bir miktar yolculuktan sonra sokulan hayattan
veda eder. İşte, iman ve tedbirin kârı, imansızlık ve tedbirsizliğin zararı…
Mevsim yaz mevsimidir. Gençlerin denize girmenin meftunluk ve
düşkünlük zamanıdır. Olgunlar gitmeyelim, girmeyelim. Orada din, fazi-
let ve insanlığın şerefine yakışmayan davranışlar, maddi ve manevi, geç-
kin hastalıklara yakalanmış kimseler vardır. “Denize girmek, kumda de-