Page 298 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
297
Böyle ise toprağın hakikatini anlamak için, yararlarından faydalan-
mak için yegâne sebep, düşünerek yürümektir. “Yerin omuzlarında yürü-
yünüz.”
3. Allah (c.c.)’ın nasıl ki, her insana, belki her hayvana, belki her bit-
kiye üstü dolu nimet sofrasını hazırlamıştır. Bir insan da toprak nimetle-
rinden rızkını çalışıp temin ettiği gibi, bir hayvan da aynı sofradan arayıp
rızkını temin etmektedir. Her bitki de, toprağın içerisinde saklanan hazi-
nelerin memelerini emerek aynı sofradan rızkını tahsil etmektedir.
Allah (c.c) toprağı insana, hayvana, bitkiye külliyetli bir market, zen-
gin bir hazine, bol nimetli ve bereketli bir sofra hâline getirmeseydi ya-
şam nasıl olabilirdi?
Mesela; toprağın içinde emilmeye elverişli maddeleri yaratmıştır. Dut
ağacı, tabiatına uygun kılcal damarların vasıtası ile o maddeyi emer, kö-
künden ince damarların uçlarına kadar ulaştırır. Orada inci taneleri gibi
yuvarlanmış tanecikler, bir dut meyvesini meydana getirir. Tam olgun
hâle gelince parlar, renk alır? İlgi çeker nasıl ki der: Ey insan, olgun-
laşmışım, sana hazırlanmışım; yere düşüp çürümeden gel, dalımdan beni
kopar ve ye. Zira, tam bereketli çağımda yaşamaktayım.
Evet, Yüce Allah’ın serdiği toprak sofrasında yiyeceği de, içeceği de,
meyveyi de, müşahede etmekteyiz. Bize kalan vazife, o sofranın nimetle-
rinden ölçülü bir biçimde yararlanıp yaratanı ve bağışlayanı tanıyıp şük-
retmektir. Kulluğun gereğine göre davranışlarda bulunmaktır. Yoksa, sa-
dece gör, ye, yararlan demekle yetinmek insanın üstün makamına yakışır
bir iş değildir. Marifet (tanımak), kulluk gereğine göre davranmak ve şük-
retmeyi gerektirir. “Ve onun rızkından yiyiniz.”
İnsanoğlu makamca, güççe, varlıkça ve akılca ne kadar imkân sahibi
olursa olsun yemesinde, içmesinde, gezisinde, kazancında bütün dav-
ranışlarında dikkatli ve ölçülü olmalıdır. Yoksa, nimet kendisine nikmet
ve taze hayat kendisine bayat olabilir. Çünkü dikkatli olmayan insan,
işinde noksanlık bırakır. Herhangi bir işte noksanlık bırakılırsa sonu piş-
manlık olur. Ölçülü davranılmazsa –nimet hayat suyu olsa bile– zarar et-
keni olabilir.