79
            
            
              Allah’ım onları ve onların amellerini bize sevdir. Yollarında gitmeyi bize
            
            
              lütuf eyle! Zira onlar sade hayırdırlar, yaklaşımları rahmet ve berekettir.
            
            
              77. Zulümden, kibirlilikten ve cehaletten doğan evliyaya düşmanlık;
            
            
              dine çok zararlı, uğursuzluğa götüren, akıbeti karanlık, en çirkin haslet-
            
            
              lerden sayılır. Hatta için bozulmasına, aklın körlüğüne, kalbin kasavetine,
            
            
              Yüce Allah’ın zikrinden gafil olmaya götüren şerli bir faktördür. Yüce Al-
            
            
              lah buyurur:
            
            
              
                ج
              
            
            
              َ
            
            
              ني �
            
            
              م ِ
            
            
              حا َّ
            
            
              رلا ُ
            
            
              ر ْ
            
            
              ي َ
            
            
              خ َ
            
            
              تْ
            
            
              ن َ
            
            
              ا َ
            
            
              واَ
            
            
              ن ْ
            
            
              م َ
            
            
              ح ْ
            
            
              را َ
            
            
              واَ
            
            
              نـ َ
            
            
              ل ْ
            
            
              ر ِ
            
            
              ف ْ
            
            
              غا َ
            
            
              فاَّ
            
            
              ن َ
            
            
              م ٰ
            
            
              ا �
            
            
              اَ
            
            
              نـَّ
            
            
              ب َ
            
            
              ر َ
            
            
              نو ُ
            
            
              لو ُ
            
            
              ق َ
            
            
              يى �
            
            
              دا َ
            
            
              ب ِ
            
            
              ع ْ
            
            
              ن ِ
            
            
              م ٌ
            
            
              قي �
            
            
              ر َ
            
            
              ف َ
            
            
              نا َ
            
            
              ك ُ
            
            
              ه َّ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا
            
            
              110
            
            
              
            
            
              َ
            
            
              نو ُ
            
            
              ك َ
            
            
              ح ْ
            
            
              ضَ
            
            
              ت ْ
            
            
              م ُ
            
            
              هْ
            
            
              ن ِ
            
            
              م ْ
            
            
              مُ
            
            
              تْ
            
            
              ن ُ
            
            
              ك َ
            
            
              و ى �
            
            
              ر ْ
            
            
              ك ِ
            
            
              ذ ْ
            
            
              م ُ
            
            
              ك ْ
            
            
              و َ
            
            
              سْ
            
            
              ن َ
            
            
              ا ى � ّٰ
            
            
              ت َ
            
            
              ح ا ًّ
            
            
              ي ِ
            
            
              ر ْ
            
            
              خ ِ
            
            
              س ْ
            
            
              م ُ
            
            
              هو ُ
            
            
              مُ
            
            
              ت ْ
            
            
              ذ َ
            
            
              خَّ
            
            
              تا َ
            
            
              ف
            
            
              109
            
            
              
            
            
              
                “Doğrusu kullarımdan bir kesim ‘Rabbimiz! İnandık. Bizi mağfiret
              
            
            
              
                et ve bize merhamet et. Zira sen merhamet edenlerin en hayırlısısın’
              
            
            
              
                derlerdi. Hemen onları maskara kıldınız. Hatta onlar, zikrimi size
              
            
            
              
                unutturdular, onlara güldüğünüz halde.”
              
            
            
              23
            
            
              Yani Allah dostlarına düşmanlık ve onlarla alay etmek Allah’ın zikrini
            
            
              kalpten, fikrini akıldan, muhabbetini ruhtan söküp atar. Böyle korkunç bir
            
            
              vahaya yanaşma! Sonra bir Allah aslanının bedduasına uğrayacaksın. Hem
            
            
              dünyada, hem de ahirette ve şekavet âleminde mahv u perişan olacaksın.
            
            
              78. Zannına göre evliyada ayıpları görüyorsun. Neticesinde onların in-
            
            
              karına cesaret ediyorsun. Gerçeğe bakılırsa uzaktan yakından o ayıplarla
            
            
              evliyanın ilgisi yoktur. Belki o ayıplar sendedir. Sen evliya ile karşı karşıya
            
            
              olduğun zaman kendi aksini onlarda görmüşsün. Neticesinde onları bula-
            
            
              nıklığa ve kirliliğe nispet etmişsin. Ancak senin misalin berrak ve tertemiz
            
            
              aynanın karşısında tutulmuş kirli ve karıncalı aynanın misalidir. Berrak ve
            
            
              temiz yüzlü aynada kir ve pas görülse bile onun değildir. Belki o kir ve pas
            
            
              kirli aynadan yansıma yoluyla temiz aynada teaküs etmiştir.
            
            
              79. İki kişi bir gül bahçesine girdiler. Birisi sudan, ağaçtan, yeşillikten,
            
            
              harktan, bülbül ve gülden neyi gördüyse tevil yolunu tuttu. Onları haki-
            
            
              katlerinden saptırarak başka yorumlara yeltendi. Diğer arkadaşı kendisine
            
            
              dedi:
            
            
              
                “Gördüklerin gördüklerindir. Meziyetleri değişmemiştir. Tevil ge-
              
            
            
              
                reksizdir. Hakiki olarak hastalık sende vardır. Onlardan ziyade kendini
              
            
            
              
                tevil et ve istikamet çimenzarına kavuş!”
              
            
            
              Doğrudur, denilir:
            
            
              
                “Şaşı; biri iki,
              
            
            
              
                yarasa; aydınlığı karanlık görür.”
              
            
            
              23. Mü’minun suresi, ayet 109-110
            
            
              MEVAHİB