288
            
            
              tirmek ne derecede olsa müridi gurura, kendisini beğenmeye götürür bu da
            
            
              ulaşım yolunda en büyük engeldir.
            
            
              61- Derlerdi ki: Elde olmayan vesveseler zorunlu olmakla yine de on-
            
            
              lardan istiğfar gereklidir. Çünkü kalp alanı Yüce Allah’ın bakış noktasıdır,
            
            
              çok temiz tutmalıdır.
            
            
              62- Derlerdi ki: Geçmiş ümmetlerde mesih - başkalaşım- vardı. Bir fert
            
            
              veyahut bir toplum çok çirkin genel zarara yol açan bir suç işleseydiler taş,
            
            
              maymun, kaplumbağa v.s. kesilirlerdi. Peygamberimizin (a.s) yüzü suyu
            
            
              hürmetine zahiri mesih olayı ümmetinden kaldırılmıştır. Ama batıni me-
            
            
              sih devam ediyor. Bu dünyada içsel mesha uğrayan kimse mesih edilmiş
            
            
              olarak mahşere gider (Allah korusun). İçsel meshin iki belirtisi vardır: Va-
            
            
              izlerin verdikleri öğütlerle etkilenmemek. Harama girmekle, suç işlemekle
            
            
              içinde pişmanlık duymamak, acı çekmemek.
            
            
              63- Derlerdi ki: Allahın (c.c.) korkusu kalbe yerleşirse şehvet ve şer
            
            
              kaynaklarını ve dünya sevgisini kurutur. İşte o zaman insan ibadetinde,
            
            
              lezzet ve hayatında huzur görecek.
            
            
              64- Birisi bir müridin namazını beğenmeyerek şöyle dedi: Rasul-i Ekrem
            
            
              (a.s) gördü ki bir adam namaz içinde sakalı ile oynar, hemen buyurdu: Bu-
            
            
              nun kalbi huşu, huzur içinde olsa idi organları da huşu –durgunluk– içinde
            
            
              olurlardı. Hemen Şeyh (k.s.) dediler: Kalbini sû-i zandan, gözünü ayıpları
            
            
              görmekten koru. Zira huşusuz namaz sevabı yazdırmazsa da günahı, vebali
            
            
              kaldırır. Ama ayıpların araştırması, zem ve gıybet suçtur, vebaldir.
            
            
              65- Derlerdi ki: Şükrü Kuvvetli –Suriye Cumhuriyetinin ilk reis-i cum-
            
            
              huru– zamanında Şeyh Ma‘sumdan (k.s.) istediler ki milletvekili olsun,
            
            
              babam Şeyh Ahmed el-Haznevi kabul etmedi. Ben de o zaman küçüktüm,
            
            
              babamın koltuğunda idim. Babam bu sesi duyunca şöyle dedi:
            
            
              
                Vallahi yav-
              
            
            
              
                ruma devlet başkanlığı istemiyorum, fakat istiyorum ki düşmanın geliş
              
            
            
              
                noktasında bir asker olarak durup nöbet beklesin.
              
            
            
              66- Derlerdi ki; kerametim yoktur. Velakin Yüce Allah kılı kırk yarar
            
            
              bir aklı bana bağışlamış, aklım da babamın aklının binde bir parçasının
            
            
              nispetindedir. Yani takva ve amel, imanı güçlendirdiği gibi akıl ve irfanı da
            
            
              artırır. Gerçek kula her keramet yapılır.
            
            
              67- Derlerdi ki: Bir adamı bir kere görsem elli sene sonra karşılaşırsam
            
            
              KÜLLİYAT-I SUĞRA