Page 283 - Sugra

Basic HTML Version

282
42- Derlerdi ki: Hased gibi müridi muradından, saliki seyrinden alıko-
yan hiçbir şey yoktur. Birisi ilimde diğeri amelde, birisi servette, başkası
şöhrette ileri gitmiş ise, haset etmeyin. Haset başta sahibinin içini yakar,
sonra da başkalarına zararı dokunur veyahut dokunmaz. Zira kader ne bi-
linir, ne de engellenir.
43- Diyorlardı ki: Daima fırsatı kollayın, gelince kaçırmayın, nimettir,
elden etmeyin. Sel daima kütük getirmez, yağmur daima yağmaz, tavşan
daima tuzağa girmez.
44- Derlerdi ki, zaman geçmeden ilim, irfan selah ve takva için son
derecede gayret gösterin, giden gün dönmeyeceği gibi, içinde bulunduğun
gün de kalıcı olmaz. Zaman rüzgar gibidir. Rüzgardan sana teneffüs ettiğin
kaldığı gibi zamandan da değerlendirdiğin bölüm sana kalır.
45- Derlerdi ki; ayan beyan deneysel olarak görülmüş ki, tevhid maka-
mına ulaştırmada müride en yakın ve kolay yol tarikat-ı Nakşibendiyedir.
Varis olan mürşid tarafından kalbe gelen ilk cezbe bu tarikatın adabı ile
daha tez elde edilir ki, bu cezbe ile eziyet lezzete dönüşür. Bu cezbe ile
irfan nuru yansıma yoluyla mürşidin kalbinden müridin kalbine doğar.
Peygamber (a.s) buyurur.
“YüceAllah’ın kalbime döktüğü her şeyi sa-
dece Ebubekir’in kalbine dökmüşüm.’’
Bu kemale ermek için bid‘atten
sakınmak, ruhsata değil, azimete sarılmak, her reziletten arınmak ve üstün
ahlakla, faziletlerle bezenmek şarttır.
46- Derlerdi ki: Şeriat olmayınca tarikat olamaz. Tarikat olmayınca ha-
kikat olamaz. Hakikat olmayınca marifet olamaz. Marifet olmayınca lez-
zet, zevk, olamaz. Lezzet zevk olmayınca, sevgi olamaz. Sevgi olmayınca
çalışma olamaz, çalışma olmayınca hiç amaca ulaşılır mı?
47- Derlerdi ki: Kendisine sağlam kalp bağışlanmayan kimse içini ma-
mur eden zikir, fikir, sevgi, takva gibi faziletlerle uğraşıp ele geçirmek için,
tahrib eden gaflet, düşüncesiz davranmak, kin, isyana cesaret gibi rezileler-
den sakınıp uzaklaşmak için nihai noktada gayret göstermelidir.
Birincilerle bezenip ikincilerden ayrılmak için en güvenilir yol, bir mür-
şidin gölgesine girmek ve temiz bir cemaata katılmaktır. Hele bu zamanda
ki; dünya ahlak dışı davranışların batağı haline gelmiştir.
KÜLLİYAT-I SUĞRA