208
            
            
              suna doğru gidiyoruz, yaklaşık olarak beş yüz metre toplumdan uzaklaştık.
            
            
              1950’lerde az sayılmayacak miktarda gümüş parayı elime koydu ve elimi
            
            
              üzerine kapattı. Bunu kendine ve talebe arkadaşlarına harcarsın, diyerek
            
            
              ayrıldı.
            
            
              Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
            
            
              267
            
            
              
            
            
              ... َ
            
            
              نو ُ
            
            
              ق ِ
            
            
              فْ
            
            
              ن ُ
            
            
              ت ُ
            
            
              هْ
            
            
              ن ِ
            
            
              م َ
            
            
              ثي �
            
            
              ب َ
            
            
              خ ْ
            
            
              لا او ُ
            
            
              م َّ
            
            
              م َ
            
            
              ي َ
            
            
              ت َ
            
            
              ل َ
            
            
              و
            
            
              
                “Kötüyü kast ederek ondan vermeyin”
              
            
            
              2
            
            
              271
            
            
              
            
            
              ْ
            
            
              م ُ
            
            
              كـ َ
            
            
              ل ٌ
            
            
              ر ْ
            
            
              ي َ
            
            
              خ َ
            
            
              و ُ
            
            
              ه َ
            
            
              ف َ
            
            
              ءا َ
            
            
              ر َ
            
            
              ق ُ
            
            
              ف ْ
            
            
              لا ا َ
            
            
              هوُ
            
            
              ت ْ
            
            
              ؤُ
            
            
              ت َ
            
            
              و ا َ
            
            
              هو ُ
            
            
              ف ْ
            
            
              خُ
            
            
              ت ْ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا َ
            
            
              و
            
            
              
                ج
              
            
            
              َ
            
            
              ى ِ
            
            
              ه ا َّ
            
            
              م ِ
            
            
              ع ِ
            
            
              ن َ
            
            
              ف ِ
            
            
              تا َ
            
            
              ق َ
            
            
              د َّ
            
            
              صلا اوُ
            
            
              دْ
            
            
              ب ُ
            
            
              ت ْ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا
            
            
              
                “Ayrıca sadakanızı (örnek olmak için) aşikâr olarak verirseniz ne gü-
              
            
            
              
                zel. Onu gizlerseniz ve fakirlere verirseniz sizin için daha hayırlıdır.”
              
            
            
              3
            
            
              Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
            
            
              ل ىَّ
            
            
              ت َ
            
            
              ح ى َ
            
            
              ف ْ
            
            
              خ َ
            
            
              أ ، َ
            
            
              ق َّ
            
            
              د َ
            
            
              صَ
            
            
              ت ٌ
            
            
              ل ُ
            
            
              ج َ
            
            
              ر َ
            
            
              و .... ُ
            
            
              ه ُّ
            
            
              ل ِ
            
            
              ظ ل ِ
            
            
              إ َّ
            
            
              ل ِ
            
            
              ظ ل َ
            
            
              م ْ
            
            
              و َ
            
            
              ي ، ِ
            
            
              ه ِّ
            
            
              ل ِ
            
            
              ظ ي ِ
            
            
              ف ُ
            
            
              ه َّ
            
            
              للا ُ
            
            
              م ُ
            
            
              ه ُّ
            
            
              ل ِ
            
            
              ظ ُ
            
            
              ي ٌ
            
            
              ة َ
            
            
              ع ْ
            
            
              ب َ
            
            
              س
            
            
              .» ُ
            
            
              هُ
            
            
              ني ِ
            
            
              م َ
            
            
              ي ُ
            
            
              ق ِ
            
            
              فْ
            
            
              ن ُ
            
            
              ت ا َ
            
            
              م ُ
            
            
              ه ُ
            
            
              لا َ
            
            
              م ِ
            
            
              ش َ
            
            
              م َ
            
            
              ل ْ
            
            
              عَ
            
            
              ت
            
            
              
                “Arş-ı ‘alâ’nın gölgesinde haşrolacak yedi sınıfın birisi de sağ eli-
              
            
            
              
                nin verdiğinden sol eli habersiz olacak şekilde sadakasını gizleyen
              
            
            
              
                kimsedir,”
              
            
            
              4
            
            
              beyan buyurmuştur.
            
            
              Şeyh (k.s.), kalabalık bir camide ders veriyordu. Abdest almak için su
            
            
              istedi. Caminin suları o anda kesik olduğundan cami yanında bulunan bir
            
            
              Kur’an kursundan abdest suyunu getirdiler. Su gelince okul müdüründen
            
            
              sorun, bu suyu sadece talebemi kullanıyor veya herkes o sudan abdest ala-
            
            
              biliyor mu? dedi. Soruldu. Okul müdürü; su sadece öğrencilere mahsustur,
            
            
              demesi üzerine Şeyh (k.s.), o zaman bu suyla abdest almam, dedi. Netice-
            
            
              sinde kendilerine başka bir yerden su getirdiler, onunla abdestini aldı.
            
            
              Lazkiye Türklerinden bir grup, Şeyhin (k.s.) ziyaretine geldi. Mevsim
            
            
              yazdı. Telmaruf’ta yatsı ile akşam namazları arasında kalabalık bir cemaat-
            
            
              le cami önünde oturuyorduk. Lazkiye grubundan birisi, bizde bazı şeyhler
            
            
              kadınlara el öptürüyorlar, demesi üzerine Şeyh (k.s.): Onlar şeyh değiller,
            
            
              şeyh olsaydılar şeriata bağlı kalmaları gerekirdi. Şeriat ise belirli haller
            
            
              haricinde yabancı bir erkeğin, yabancı bir kadının bedenine dokunmasını
            
            
              2 Bakara suresi, ayet 267
            
            
              3 Bakara suresi, ayet 271
            
            
              4 Buhârî, hadis no 660
            
            
              KÜLLİYAT-I SUĞRA