172
            
            
              bir gönül erbabı ile sohbet ederek, bilgisini almaktır. Ehl-i din ve imandan
            
            
              fakir olsalar bile ayrılmamalıdır. Çünkü
            
            
              
                “hazineyi harabelerde, hikmeti
              
            
            
              
                dünyadan el çekenlerde ara”
              
            
            
              denilmiştir.
            
            
              Yüce Allah (c.c.) buyurur:
            
            
              َ
            
            
              ل َ
            
            
              و ُ
            
            
              ه َ
            
            
              ه ْ
            
            
              ج َ
            
            
              و
            
            
              َ
            
            
              نو ُ
            
            
              دي �
            
            
              ر ُ
            
            
              ي ِ
            
            
              ّ
            
            
              ى ِ
            
            
              ش َ
            
            
              ع ْ
            
            
              لا َ
            
            
              و ِ
            
            
              ةو ٰ
            
            
              د َ
            
            
              غ ْ
            
            
              لا ِ
            
            
              ب ْ
            
            
              م ُ
            
            
              ه َّ
            
            
              ب َ
            
            
              ر َ
            
            
              نو ُ
            
            
              ع ْ
            
            
              د َ
            
            
              ي َ
            
            
              ني �
            
            
              ذ َّ
            
            
              لا َ
            
            
              ع َ
            
            
              م َ
            
            
              ك َ
            
            
              س ْ
            
            
              ف َ
            
            
              ن ْ
            
            
              ر ِ
            
            
              ب ْ
            
            
              صا َ
            
            
              و
            
            
              ا َ
            
            
              ن ِ
            
            
              ر ْ
            
            
              ك ِ
            
            
              ذ ْ
            
            
              ن َ
            
            
              ع ُ
            
            
              ه َ
            
            
              ب ْ
            
            
              ل َ
            
            
              ق اَ
            
            
              ن ْ
            
            
              ل َ
            
            
              ف ْ
            
            
              غ َ
            
            
              ا ْ
            
            
              ن َ
            
            
              م ْ
            
            
              ع ِ
            
            
              طُ
            
            
              ت ل َ
            
            
              و ا َ
            
            
              ي ْ
            
            
              ن ُّ
            
            
              دلا ِ
            
            
              ةو ٰ
            
            
              ي َ
            
            
              ح ْ
            
            
              لا َ
            
            
              ة َ
            
            
              ني �
            
            
              ز ُ
            
            
              دي �
            
            
              ر ُ
            
            
              ت
            
            
              
                ج
              
            
            
              ْ
            
            
              م ُ
            
            
              هْ
            
            
              ن َ
            
            
              ع َ
            
            
              كاَ
            
            
              ن ْ
            
            
              ي َ
            
            
              ع ُ
            
            
              د ْ
            
            
              عَ
            
            
              ت
            
            
              28
            
            
              
            
            
              ا ً
            
            
              ط ُ
            
            
              ر ُ
            
            
              ف ُ
            
            
              ه ُ
            
            
              ر ْ
            
            
              م َ
            
            
              ا َ
            
            
              نا َ
            
            
              ك َ
            
            
              و ُ
            
            
              هي ٰ
            
            
              و َ
            
            
              ه َ
            
            
              عَ
            
            
              ب َّ
            
            
              تا َ
            
            
              و
            
            
              
                “Yüce Allahın rızasını dileyerek, sabahleyin ve akşamleyin Rable-
              
            
            
              
                rine yalvaranlarla kendini sabrederek durdur. Alçak hayatın süsünü
              
            
            
              
                isteyerek, gözün onları geçmesin. Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız,
              
            
            
              
                arzusuna uymuş ve işi aşırılık olan kimseye itaat etme.”
              
            
            
              138
            
            
              
                ŞAHSİYETİN KORUNMASI
              
            
            
              327. Rasul (s.a.v.) buyurur:
            
            
              
                “Dünya ahiretin çiftliğidir.”
              
            
            
              Yani, burada
            
            
              ne ekersen orada onu biçersin, onu sevap veyahut ikab, lezzet veyahut
            
            
              eziyet, sevinç veyahut üzüntü, mutluluk veyahut mutsuzluk olarak bula-
            
            
              caksın.
            
            
              Aklın çekirdeğine sahip insana layık olan bu çiftlikte ancak işlerden en
            
            
              iyilerini, sözlerden en yararlılarını düşüncelerden en parlaklarını ve izler-
            
            
              den en doğrularını ekip, bırakmaktır.
            
            
              328. Beden topraksal ve eyni (yerel) bir mekuldür. Ona tohumlardan
            
            
              neyi gizlersen cinsinden ürün alacaksın. Buğday ekersen buğdayı, arpa
            
            
              ekersen arpayı, sarımsak ekersen sarımsağı ve soğan ekersen soğanı.
            
            
              Öyle ise bedeninde sadece hikmeti, bilgiyi, ibreti, üstün ahlakı, güzel
            
            
              görüşü, doğru inancı ve benzerlerini ek. Kendini, terbiyeyi becermeyen
            
            
              kimsenin eline bırakma. Sonra nahoş tohumu eker, yararsız fidanları diker
            
            
              daha sonra bedenin dikene, ebu cehil karpuzuna ve benzerlerine tarla hali-
            
            
              ne gelir ki, uğranmaz, bakılmaz ve korkulur bir vaha haline gelir. O zaman
            
            
              din de dünya da felce uğrar.
            
            
              138. Kehf suresi, ayet 28
            
            
              KÜLLİYAT-I SUĞRA