171
            
            
              
                yüzün güzelliği ateşperest mezarı üstünde yanan kandil gibidir”
              
            
            
              denil-
            
            
              miştir. Dış çirkinliği ile iç güzelliği büyük bir devlet ve pahası biçilmeyen
            
            
              bir nimettir.
            
            
              En şahane güzellik üstün ahlaktır. Belki tüm güzellik de odur. Bundan
            
            
              ötürü Yüce Allah, Rasulünü üstün ahlak sahibi olmakla övmüş ve tanımla-
            
            
              mıştır ki buyurur:
            
            
              
                “Ve elbette ki sen büyük huy üzerindesin”
              
            
            
              137
            
            
              .
            
            
              4
            
            
              
            
            
              ٍ
            
            
              مي �
            
            
              ظ َ
            
            
              ع ٍ
            
            
              ق ُ
            
            
              ل ُ
            
            
              خ ى ٰ
            
            
              ل َ
            
            
              ع َ
            
            
              ل َ
            
            
              كَّ
            
            
              ن ِ
            
            
              ا َ
            
            
              و
            
            
              Nasıl ki fazilet ve üstün ahlak hazinedir. O hazinenin koruyucusu ve
            
            
              dağıtıcısı Rasul-i Ekrem’dir. Ahlak, ahlak sayılır o hazineden verilmiş ise.
            
            
              323. Güzellik bazen doğal, bazen de yapay olur. Doğal güzellikAllah’tan
            
            
              bir bağıştır. Şükrü gerektirir, başkaların etkisiyle değişemez. Zira
            
            
              
                “Huy
              
            
            
              
                bedende bir özelliktir ancak kefen ile değişebilir.”
              
            
            
              Yapay güzellik ise, ba-
            
            
              zen boyalarla, elbiseyle, tıraş ve temizlik ile bazen tecrübelerle, ilim, irfan,
            
            
              iyilerin sohbeti, mürşidin irşadı, işlerin sonucunu düşünmek ve nefsin ter-
            
            
              biyesiyle oluşabilir.
            
            
              324. İç güzellik helali kazanmakla, helali yemekle ve helal ile uğraş-
            
            
              makla meydana geldiği gibi, gelişip güçlendiği gibi, haramı yemekle ve
            
            
              haramla uğraşmakla tutulur, zaafa uğrar belki tamamen içten silinip yok
            
            
              olur. Zira haram içe girerse iç kararır, bütün yetenekler karanlıkta kalır.
            
            
              Nurun bütün menfezleri kapalı hale gelir. İşte o zaman iç, zulmette kalarak
            
            
              bütün hayır ve bereketten çıplak olur.
            
            
              325. Haram batağına girmekle kalbi kararmış ve menfezleri kapanmış
            
            
              kimseye gerekli olan hemen alışkanlıklarından ayrılmaktır ve temiz işlerle
            
            
              uğraşıp, güzel ortamlara girmektir
            
            
              Serbest bırakılmış tavuk gibi, birkaç gün kirlerden uzaklaştırılır, ona
            
            
              temiz yem verilir ki, içi temiz olsun, eti daha leziz hale gelsin.
            
            
              326. Kemal peşine koşan ve ilahi lütufları dileyen kimse, içi haramın
            
            
              uğraşısı ile bulanmış ve gaflet ile kirlenmiş olan âlimden sakınmalıdır. Zira
            
            
              öyle bir kişinin beraberliği kir getirir, düşüncede noksanlığı, karakterde
            
            
              düşüklüğü, hakikatten uzaklığı ve çalışmada tembelliği doğurur.
            
            
              Üstünlüğe sahip kimseye layık olan; ilim ve irfan sahibi, fazilet peşinde
            
            
              koşan, içi zikir ile ma‘mur, bedeni helalin uğraşısıyla parlar, niyeti sade
            
            
              137 Kalem suresi, ayet 4
            
            
              MEVAHİB