162
            
            
              Birisinin halet-i ruhiyesi yaklaşım makamında berkemal olup, ünsiyet
            
            
              bahçesinde bülbül gibi cemal gülüne karşı muhabbet meltemi ile etkile-
            
            
              nince, cezb u coşa gelerek şöyle haykırır. Nurlar gönül bahçesinde sıklaş-
            
            
              tılar. Akılda gerçeklerin dalgaları üst üste yığıldılar. Akıl göğünde aylar,
            
            
              güneşler doğdular. Rabbimin lütfu ile ilim, irfanın gizli bölümlerini açığa
            
            
              çıkardılar. Bundan dolayı huzur, nur, yükseliş, ünsiyet, muhabbet ve çalış-
            
            
              ma bana adet haline geldi. Üstünlük ve izzet O’nundur. Zira bütün feyizler,
            
            
              bereketler, başarılar ve beceriler uzakta ve yakında bol kerem ve nimet
            
            
              sahibi olan Allah’tandır.
            
            
              296. Nurlar birisinin kalbinde yansıyınca, kolaylıkla büyük toplulukları
            
            
              irşat edebilir. Zira gören bir insan binlerce körlere rehberlik yapabilir. Fa-
            
            
              kat basireti (kalp gözü) kör olan kimse hakikate doğru ne çekebilir ve ne
            
            
              de çekilir. Yüce Allah buyurur:
            
            
              
                ز
              
            
            
              ٌ
            
            
              ة َ
            
            
              وا َ
            
            
              ش ِ
            
            
              غ ْ
            
            
              م ِ
            
            
              ه ِ
            
            
              را َ
            
            
              صْ
            
            
              ب َ
            
            
              ا ى � ٰ
            
            
              ل َ
            
            
              ع َ
            
            
              و
            
            
              
                ط
              
            
            
              ْ
            
            
              م ِ
            
            
              ه ِ
            
            
              ع ْ
            
            
              م َ
            
            
              س ى ٰ
            
            
              ل َ
            
            
              ع َ
            
            
              و ْ
            
            
              م ِ
            
            
              ه ِ
            
            
              بوُ
            
            
              ل ُ
            
            
              ق ى ٰ
            
            
              ل َ
            
            
              ع ُ
            
            
              ه ّٰ
            
            
              للا َ
            
            
              مَ
            
            
              ت َ
            
            
              خ
            
            
              7
            
            
              
            
            
              
                ع
              
            
            
              ٌ
            
            
              مي �
            
            
              ظ َ
            
            
              ع ٌ
            
            
              با َ
            
            
              ذ َ
            
            
              ع ْ
            
            
              م ُ
            
            
              ه َ
            
            
              ل َ
            
            
              و
            
            
              
                “Allah gönülleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur ve gözleri
              
            
            
              
                üzerine büyük perde vardır ve onlara büyük azap vardır.”
              
            
            
              126
            
            
              297. İyi yolu seçip, şaşmadan yürümek için yolun işaretlerini ve konak-
            
            
              larını görüp tanımak için salike nur, ışık gerekli olduğu gibi, letaifte olan
            
            
              çarpıntının, ruhta olan cezbenin ve kalpte olan yorgunluğun dinmesi için
            
            
              de, zulmet ve bir çeşit gaflet de gereklidir. Ancak bu şekilde salik sulûkün
            
            
              ve çalışmanın yorgunluğunu giderebilir. Saliki görmüyor musun ki kabızla,
            
            
              bastın ve korku ile umudun arasından alt üst olur.
            
            
              Yüce Allah’ın takdir ettiği her şeyde büyük nimet vardır, lakin biz ba-
            
            
              zılarının içinde ki olan sır ve hikmetlerin şuuruna varamıyoruz. Uzun ge-
            
            
              celerin katı karanlıklarında gördüğüm nimetler, bulduğum şan ve şerefler
            
            
              Maneviyelerin (Mani dinine mensup kişiler ki derler: “Karanlık sade şer-
            
            
              dir”) yalancılığından net bir eda ile haber verirler.
            
            
              298. Nur aydınlığın etkeni ve gözle görülen netlikten ibaret değildir.
            
            
              Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuş: “(Nurdur) nasıl görebilirim. Nur,
            
            
              126 Bakara suresi, ayet 7
            
            
              KÜLLİYAT-I SUĞRA