Page 113 - Sugra

Basic HTML Version

112
şersin! Mertebe itibari ile ağaçtan, inekten, tavuktan ve basılan topraktan
(vs) da düşük olacaksın. Zira onlar, isteyerek yada istemeyerek kendilerine
tayin edilen vazifelerinden, imkan dahilinde bir saniye dahi ayrılamazlar.
Dikkat et sen neredesin? Sana verilen ibadet ve kulluk vazifesi nerededir?
167. İbadet sadece organların (namaz gibi) işinden ibaret değildir. Ger-
çek ibadet behemehal her işte Peygamber (s.a.v.) hükmüne, hikmetine ve
ahlakına uygun yaşamaktan ibarettir. Öyle ise insan kalbiyle kastedince,
gözüyle bakınca, kulağıyla dinleyince, diliyle konuşunca, eliyle yoklayın-
ca, ayağıyla yürüyünce, ferciyle çiftleşince, malıyla kazanınca, niyet ile
harcayınca, evladını besleyince, geçim ile karışınca ve aklı ile düşününce
(vs), Allah’a kul olacak. Risaletpenah’ı (s.a.v.) kendisine her halü karda
örnek tutacak, yoksa ters bir yolu tutarsa veylden başka nereye gidebilir?
Bilelim kurtuluş yolu Muhammed Mustafa’nındır.
Diğer yollar dikenliktir, acıdır, pişmanlıktır.
168. Resul-i Ekrem (s.a.v.) buyuruyor:
“İnsanlara öyle bir geçim yapın ki, yaşadıkça sizi sevsinler, ölünce
size ağlasınlar.”
169. Din sadece İslam’ın beş şartından ibaret olmamakla beraber onlar
olmadan din de olmaz. Nitekim insan organlardan ibaret değildir. İnsan
organsız da olamaz.
170. Ruhani lezzeti hissetmemek için virdi (adet halinde yapılan zikri)
bırakmak hüsran belirtisidir. Zira virdin çekimi ve çekimin devamı bağış-
layan Yüce Allah rızasına kavuşup, yaklaşım makamının devletine ulaş-
mak içindir. İşte kırmızı kibrit ve sarı altın odur. Onun yolunda mal, can
ve zaman harcanmalıdır. Masivası (başkası) terktir (bırakmaktır), ayrılıştır,
aybdır, eksikliktir, üzüntüdür ve pişmanlığı doğuran uğraşıdır.
171. İbadette aldığın lezzet, zikirde bulduğun zevk ve itaatte sana esen
huzur meltemi acil bir ücrettir, beklenilmeyen bir bağıştır. Fakat lezzet için
ibadet, zevk için zikir etmek korkunç bir düşüştür ve müthiş bir gerile-
medir. Zira böyle bir kimse bakiyi faniye değişmiş, hali Muhavvil’e (hal
verene) tercih etmiştir.
Birisi Sultan Mahmud’a dedi:
“Sarayda ay yüzlü insanlar, şeker sözlü
kimseler vardır. Ama Ayaz’a karşı meylin ifrat sınırını bile aşmıştır. Bu
KÜLLİYAT-I SUĞRA