Page 92 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
91
Merasimin sona ermesiyle evi “Heseke”de bulunan meşhur fıkıhçı,
âlim, zeki, cihan-dide ve müderris olan üstat Molla Abdullah Efendi’nin
ziyaretine gittik. Hoşbeş, çay, yemek ikramından sonra tatlı bir sohbete
başladı. Sohbet esnasında şöyle dedi: “Meşhur âlim ve tarikat şeyhi Ah-
med Hamid Hamevi, Şam’da rahatsız idi. Ziyaretine gittik. Cezire (Me-
zopotamya)’da yaşayan Müslümanların durumlarını sordu. ‘Irkçılıktan
mütevellit çeşitli vebalı, sapık düşüncelerin peşine girmişler veyahut gir-
mek isterler’ dedik.”
“Nasıl olur? Cezire insanları İslam’a bağlı, gayretli ve faziletli bir
toplum idi. Onları o batağa saptıran etken ne olabilir?” dedi.
Cevaben “Biz Suriye’nin genel yayınevlerinden, gazete ve dergile-
rinden sık sık ‘el-kavmiyyetü’l-Arabiyye (Arap milliyetçiliği)’ deyimini
duymaktayız. Diğer uluslar bu deyimi duyunca onlar da kendi milliyetçi-
liğine davet etmeye koyuldular” denildi.
Muhammed Hamid Hamevi dediler ki: “Eyvah! Arapların izzeti! Ey
Müslümanlar! Ey müminler! Nidasıyla Müslümanlığa girip ahlakının ah-
laklanmasıyla oluşup meydana geldi. Milliyetçilik ve ırkçılığın illetiyle
uğraşırlarsa cahiliyet devrinde oldukları gibi zillete, tefrikaya, kine, düş-
manlığa ve zaafa uğrayacaklar.”
İşte bu olay, bütün Müslüman uluslara ibret verecek olay olmalıdır.
Bilmeliyiz ki ırkçılık girdabına iten kibirlilik, cimrilik, haset ve ken-
disinden başka hiç kimseye yaşama hakkını tanımamaktan ileri gelir. “Al-
lah korusun” bütün rezilelerle müttefis olan fert veyahut toplum, şeytan
gibi sade şer kesilir. Kendisine de başkalarına da uğursuzluk, mutsuzluk
ve huzursuzluğun amilidir. Aya! Bize konuyu netleştiren, tabiattan bir
örnek getirecek misin?
Evet, dikkatle dinle! Hekimin birisi çok çamlı bir dağın eteğine gider.
Çam ağacının yukarıya doğru uzanan sivri yapraklarını ve sivri uçlarını
görür. Sık hâldeki bir çamlık, kocaman, büyük bir dağın tüm toprağını
zapt etmiş, gölgelerinde hiçbir bitki bitmemektedir. Çam kenarlarına dü-
şen kozalaklar toprağa serpilerek düştüğü yerlerde tohum bırakarak, yavaş
yavaş çamlık alanını genişleterek başka toprakları bitkileriyle alanına
katmak arzusunda olan zalim gibi yayılır ve ilerler.