Page 70 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
69
Der, subhanallah! Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sözü ne kadar ye-
rindedir ki, buyurmuş: “İçki pis olan şeylerin anasıdır.” Bu insanı bu sefa-
lete sürükleyen, bu iğrenç hâle getiren ve bu zillete iten içkinin belasıdır.
Fakat sarhoş, o hâlde iken durmadan ‘Allah, Allah!’ der.
Ağız akıntısı kesildikten sonra zat, hemen ağzını yıkar ve şöyle yal-
varışta bulunur. Ya Rab! Ben kulun ağzını temizledim ki, adın temiz nok-
tadan çıksın. Kalbinin temizliğini iman ve ahlakla mamur kılıp tezyin et-
tiğini de lütfuna havale ettim. Zira hidayet eden ancak sensin.
Zat makamında iken tertemiz giyinmiş, derli toplu birisi yanına gele-
rek eğilir, eline gider. ‘Kimsiniz?’ der. ‘Falan sarhoş ki, falan günde
ağzını yıkamıştın. Seni tövbeye götüren nedir?’ diye sorar.
Der: Bu gece Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i rüyamda gördüm. Bana
seni ziyaret etmek için emretti ve buyurdu: Git falan zatı ziyaret et ve
kendisine söyle, Yüce Allah'ın adına saygı gösterdiğinden duan kabul ol-
du. Yüce Allah da seni mağfiret etmiştir.
Sadece Rahman, Rahim, Hâkim gibi isimleri kimseye takmayacaksın.
Takılsa bile kimseyi o isimlerle çağırmayacaksın. Belki Abdurrahman,
Abdurrahim ve Abdülhakim diye anacaksın, çağıracaksın.
“Yüce Rabbinin” yani seni yokluk karanlığından varlık ışığına
çıkaran, küçüklük nezaletinden kurtararak yavaş yavaş besleyip büyüten,
olgunluk ve yükseliş zirvesine yükselten, her insanı faziletlerle rahmani
meziyetlerle imrenilen yeteneklerle donatan, en mükemmel bir biçimde
seni öğretip eğiten, gözetip koruyan Yüce Allah'ın ismini pak bil, ona yö-
nel. Masivayı (Allah'tan başkasını) gönül sahifesinden sil. Zira küçük ve
güçsüz iken, seni lütuf çadırına, koruma altına aldığı gibi, büyüdükten
sonra da seni yalnız bırakmaz.
Yeter ki, sen ey insan! Onun egemenliğine inanasın, ihsan ve ik-
ramını bilesin; tahmid, tesbih, şükür ve temcitle uğraşıp kulluk görevinin
gereğini yerine getiresin.