Page 59 - Vusta

Basic HTML Version

58
HÜSNÜ GEÇER
çalıştılar. Ah, Ah, Ah! Şehvetle şeref, şerle şan; domuzla öküz gibi yan
yana yaşayamazlar. Çünkü birisi toprağı yarar ekili ve yararlı hâle getirir,
diğeri çimeni deler, devirir, tahribat meydana getirir. Birisi başkaları ya-
rarlandırma için çalışır, diğeri çıkarı için çaba harcar. Birisi evcil, terte-
miz, diğeri yabani, büsbütün necistir.
Şer mihrakları olan arkadaşlar durmadan kardeşlerin zihinlerini
kazdılar. Tahrip ettiler ve ilme karşı isteklerini kırdılar. Birisi liseyi, diğe-
ri medresenin madde-i vustasını bitirdikten sonra çark ettiler. Şehvani ar-
zuların peşinde koşmaya başladılar. İlmin incisini toplamasında tembel
oldular. Şehvet ve benzeri şer dışkıları ardına verdiler.
Sonuç, bir kardeş bir yemekhanede garson, yeri geldikçe izzetli yeri
geldikçe izzetsiz kimselere hizmetçi; diğeri ise köye dönerek hayvanlarla,
cahillerle haşır neşir olarak değerlerini kaybettiler ve gözlerden düştüler.
Sonra farkına vardılar, ne çare, çıkan süt memeye, sıyrılan balık ele ge-
çemediği gibi, kaçırılan fırsat ve geçmiş zaman bir daha ele geçemez. İş-
te; tembelliğin, işte kötü arkadaşın, işte nefsanî arzulara düşkünlüğün bi-
lançosu…
Hocalar, veliler! Çocuğun böyle bir ortama gireceğini sezdiğiniz za-
man, hemen okulunu değiştirin. Tek çare budur. Zira hâl bu iken tebdil,
havada (hava değişiminde) sağlık olduğu gibi yer ve arkadaş değişiminde
de kurtuluş ve selamet vardır. Yoksa ekin de ürün de yok olur. Umut
kırılır. Çaba kısır kalır. Gelecek karanlıklarla gebe olur.
ŞİİR
Bunaldım ben bu âlemden
Usandım ben bu ortamdan
Beni başka yere naklet
Diğer bir ortama sevk et.