Page 54 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
53
Acayiptir. İnsanoğlu zaman zaman bu tür olayları görür. Hâlâ benim,
ben varım. Kırılmaz, güç ve sönmez bir hayatım var, deyip durur.
Bir aslan bir vahada saltanat taslayarak dolaşıp durur. Gördüğü sa-
vunmasız her etliye ve savunmalı her yırtıcıya saldırarak yakalar ve ha-
yatını sona erdirir. “Bu vahanın vahşisi, bu sahanın sultanı ve bu sahranın
hükümranı benim. Korkumdan ağaçlarının dallarına kuş konmaz ve gülle-
rinde bülbül ötmez. Bana zeval mi vardır?” der.
Bir gün güneşten etkilenerek bir kayanın bitişiğinde olan yatağına
çekilir. Ters dönen devrandan feleğin ğarbından (hangi yönden geldiği
bilinmeyen oktan) habersiz uzanıyor. Kuyruğunun altına bir dikenin
battığını hisseder. Birden sıçrar ki, akreptir. Pençesi ile üzerine saldırır.
Ama aynı sızıyı ayağında da sezer. Dişleriyle saldırır. Velâkin aynı
sancıyı dilinde de görür. Can çekişir. Kısa zamanda hayata veda eder ve
çeşitli mikroplara, kurtlara ve haşerata yem olur. Etme kulum. Bulursun,
meğer etmemiş olursan.
Ey egemen güç! Ey sivri uç! “Sayım var, silahım var. Bana zeval
yoktur” deme. Ğarbdan habersiz olma. Günün birinde ğarb koltuğuna de-
ğer. Canın nara, mülkün ağyara ve tahtın firara geçer.
Dünyada bu gerçeği teyit eden çok misaller ve meseller vardır. Gö-
zünü aç. Aklını kullan. İlahi çağrıcılara kulak ver. Zira Kur’an’dan konu-
şanın sözü, gerçeğin ta kendisidir. Tersine hareket eden helake gitmiştir.
Sayı, silah, asalet ve kuvvet ile gururlanan ve Hazreti “Hud (a.s.)”a
karşı gelen “Ad” kavminin akıbetlerini birlikte Kur’an’dan dinleyelim ki
mealen buyurur:
“Olacağı hak ve gerçek olan kıyamet, olacağı hak ve gerçek olan
kıyamet nedir? Olacağı hak ve gerçek olan kıyametin ne olduğunu sana
bildiren nedir? Semud ve Ad vurucu kıyameti inkâr ettiler. Kesinkes Se-
mud şiddet ile haddi aşan bağırışla helake uğratıldılar. Her hâlükârda Ad
çok sesli, çok soğuk ve çok hızlı rüzgâr ile yok edildiler. (Yüce Allah)
yedi gece, sekiz gün art arda kökten söken rüzgârı üzerlerine musallat ey-
ledi. Hemen onları (yere) düşmüş görürsün. Nasıl ki onlar içi boş hurma-
ların kökleridir. Onlara ait bir kalıntı görüyor musun?”
20
20 Hakka, 1-8.