Page 266 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
265
Bezirgân başı der ki: “Haktan reva mıdır, özgürce yaşarsınız, gülden
güle gidersiniz, daldan dala konarsınız, ben de demir kafeste hapis olun-
muşum?”
Bülbüller bunu duyunca yere düşerek hep ölürler. Bezirgân başı,
başına vurur. Kuşların emaneti sana ne lazımdır, kuşlarla niçin konuşu-
yorsun? Düşünmeden bu sözü söyledin, binlerce bülbülün ölümüne sebep
oldun. Artık ticaretin de rast gelmez, ölünceye kadar da bu hasret kalbin-
den çıkmaz.
Hülasa; ticaretlerini yaparlar, memleketlerine dönerler. Bezirgân başı
ilk etapta bülbülün hâlini görmek için bahçeye gider. Bülbül sahibini gö-
rünce, daha ziyade besbese yapar, güzel güzel öter, “Hoş geldin, sefa gel-
din” der. “Ben, yememde içmemde kusur etmedim, dediğini harfiyen ye-
rine getirdim. Sen de emanetimi teslim ettin mi?”
Bezirgân başı: “Keşke emanetini taşımasaydım. Bülbüllere iletme-
seydim. İlettiğim gibi, binlerce bülbül öldüler” deyince kafesteki bülbül
de çubuktan düşer, ölür. Bezirgân başı kafesi açar, bülbülü alır, koynuna
koyar, yüzüne gözüne sürer. Ne çare bülbül dünden ölmüştür. Bülbülü
bırakır yere, kafesi alıp biraz uzaklaşınca bülbül uçarak dala konar ve öt-
meye başlar. Esaretten kurtulmuş bir esir gibi her şeyi kendisine gül kabul
eder.
Bezirgân başı: “Bu nedir? Bu rüya mıdır, hayal midir? Gerçek midir,
yalan mıdır? Nasıl oldu, ruhumu şenlendiren bülbülüm elimden gitti?”
der.
Daldaki bülbül: “Ölen bülbüller, kurtuluş çaresini bana gösterdiler.
Nasıl ki dediler, sen güzel güzel ötüp oynarsan cezaevinden kurtuluşun
olamaz. Dilsiz ol, sus, kendini ölüme ver; ta ki kurtulasın” der. Sonra bül-
bül uçar, gider.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurur: “Allah ve ahiret gününe ina-
nan sussun veyahut hayrı konuşsun.” Yani konuşmak ya öğüt mahiyetin-
de olacak, veyahut bir barışı meydana getirecek, veyahut bir hakikatin
ortaya çıkması için olacak, veyahut eğitim ve öğretimi muhtaçların kafa-
larına yerleştirmek için yapılacak, veyahut bunların benzerlerinden her-
hangi bir amaç için olacak.