Page 247 - Vusta

Basic HTML Version

246
HÜSNÜ GEÇER
Devletin bazı etkin insanlarını da kendi amaçlarına çalışır hâle getir-
diler. Tertemiz devletin içinde, kirli düşmanlarının emellerine sinsice
çalıştılar. Dışta düşmana düşman, millete dost; içte düşmana dost, masum
millete düşman idiler.
Devleti yıktılar, mülkünü darmadağın ettiler. Ordularını sebepsiz ve
yersiz yerlerde ve yörelerde mahvı perişan ettiler. Kocaman devlet sahibi
olan asil ailelere saldırı düzenlediler. Öldürdüklerini öldürdüler, diğerleri-
ni sürgüne gönderdiler. Güya! “Bu hareket millet içindir, millet dağılmış;
memleket içindir, memleket düşmana teslim edilmiş; din ve inanç uğrun-
dadır, ikisi de krize uğramıştır.” Gerçek kriz, bir kalbe vurursa artık on-
dan umulan, hayat beklemek, kuru taştan su beklemek gibidir. Allah (c.c.)
hıyanetin çirkinliğinden ve hainlerin şerrinden tüm mümin kardeşlerimizi
muhafaza buyursun.
Hain, yandaşları ile ayaklarını yerleştirdikten sonra her şehirde dara-
ğacı kurdu. Başta milleti düşman pençesinden kurtarmak için yanık hita-
beleri ile hemfikir ederek düşmana karşı tek vücut haline getiren din
adamlarını ve yandaşları olan ağa, bey ve bilirkişi olan insanları yapay ve
sahte bir kanunun hükmü ile asarak idam ettiler. Kalanları da sürgüne
göndererek etkisiz hâle getirdiler.
“Baş gidince leşin yaşamda ne işi vardır” vecizesinin gereğince,
halkın azgın düşmanlarının örf, âdet ve halka sade zehir olan bir beşeri
sistem getirdiler ki, onun uygulamasının neticesinde iman gitti, küfür gel-
di. İffet ve namus gitti; zina ve fuhuş geldi. Birleşme gitti, ayrılma geldi.
Kardeşlik gitti, ırkçılık geldi. Sadakat gitti, düşmanlık geldi. Koruma gitti,
kıyım geldi. Emanet gitti, hıyanet geldi.
Neticesinde kocaman imparatorluğun bir yaması üzerine, temelden
bozuk, yapay bir devlet kuruldu. Aslanlar kış uykularından uyandılar ama
ne çare? İnlerinin her tarafı silahlarla çevrilmişti. İnden çıkan baş, hemen
ezilirdi.
Akıllının birisi dedi: “Mademki, hâl bu idi. Bizi niçin düşman ile
çarpıştırdılar. Mademki: düşmanlarının kanunlarını, örf ve âdetlerini bize
zerk ederlerdi, kan akıtmadan bunu yapsaydılar?”