Page 199 - Vusta

Basic HTML Version

198
HÜSNÜ GEÇER
“Ancak siz zayıflarınızla düşmana karşı zafere ulaştırılırsınız,
rızıklandırılırsınız.”
6. Kızdırmaya ve kırgınlığa sebebiyet veren şeyi ortadan kaldırmak
için kızdıran hemen helallik istemeye, özür dilemeye başvurmalıdır,
kırılanın rızasını istemelidir.
İşte Sıddık-i Ekber diyor: “Kardeşler, sizi kızdırmış mıyım?
Hakkınızı helal edin. Sizi kızdırmaya hakkım yoktur.”
7. Sıddık-i Ekber, insan camiasında peygamberlerden sonra gelen bi-
rinci derecede en büyük insandır. Ama kendisini Bilal-i Habeşi gibi köle-
likle damgalanan kimselerin seviyesinde kabul ederek onları eşitliği,
ısınmayı ve yakınlığı ifade eden kelimeyle çağırarak onlara “Ey kardeşle-
rim!” demiştir.
8. Onlar da arındırmayı ebedî mutluluğu ifade eden duada bulunarak
şefkat ve yakınlık dolu çağrı ile mukabele ederler. “Hayır, Allah seni af-
feylesin ey kardeşçik!” derler.
Evet, iman ve gerektirdiği eşitlik, insanlar arasında ayrılığı ve mesa-
feyi bırakmaz. İçinde iman incisini taşıyan herkesi bir seviyeye getirir.
Efendi ile aslen köle birbirini kardeş diye çağırır. Zira aralarında inanç, iş,
amaç birliği vardır. Amaçları ilahi adaleti yaygınlaştırıp, Yüce Allah’ın
rızasını tahsil etmektir.
Rabbim! Bizleri imandan ve imanın gerektirdiğinden ayırma. Eşitlik
dolu yaşamı ve güvenle dolu günleri mümin kardeşlere bağışla.
“Ve Allah’tan korkun.” Yani barış yaptığınız zaman adaletli dav-
ranın. Hakkı hak sahibine ulaştırın; yakınlık ve yabancılığı düşünmeyin,
ayırıp kayırma dikenliğine girmeyin. Yoksa görüp gözeten Allah, gereken
cezanızı verir. O zaman el âlem yanlış yaptığınız hükümle keyfini sürer.
Siz de azap ve gazaba uğrayacaksınız.
Ne güzel denilmiştir ki “Kara bahtlı odur ki dinini dünyasına feda
eder. Bundan daha kara bahtlı odur ki, dinini başkalarının dünyası için
harcar.”
“Gerçekten rahmet olunacaksınız.” Bu sübhani bir sözdür. Asla süb-
hani sözde bozulma olmaz.