Page 19 - Vusta

Basic HTML Version

18
HÜSNÜ GEÇER
* Oğulcuğum! İstemeyi ikrama karşı terazide tartarsan görürsün ki,
istemek her ikramdan ağır gelir.
* Oğulcuğum! Yakına ve uzağa ağır başlı ve uslu davran. Üstün kali-
teli insana da bozuk tıynetli kimseye de bilinçli ol. Akrabanın sılasını
kesme. Öyle kimselerle arkadaşlık bağı kur ki, ayrılmada ne sen onları
ayıpla ve ne de onlar seni ayıplasınlar.
Halid-i Bermekî’nin oğlu Yahya diyor ki: “Üç şey erlerin akıllılığını
gösterir; hediyesi, elçisi ve mektubu.”
MUSA VE HIZIR (A.S.)
Kur’an-ı Kerim’den, Buhari Müslim, Nesai ve Tirmizi’den an-
laşıldığına göre kıssaları şöyledir:
Musa (a.s.), İsrail oğullarında bir hutbe okudu. Sonra soruldu: “İn-
sanların en bilgini kimdir?” Hemen: “Benim” dedi. “Allah bilir” diyerek
bilgiyi Allah’a bırakmadığından Allah (c.c.) onu kınadı ve şöyle bir tarz-
da kendisine vahiy gönderdi: “Kulum Hızır senden bilgindir.”
Musa (a.s.): “Yarabbi! Ona ulaşmak için çare denir?” dedi. Allah
(c.c.): “Sepette bir hut taşıyacaksın. Hut nerede kaybolursa Hızır ora-
dadır” buyurdu.
Musa (a.s.) ve genç arkadaşı (Yuşa) çetin ve uzun yolculuğa çıktılar.
Hutu da bir sepette taşıdılar.
Deniz sahilinde olan kayanın yanına geldiler. Başlarını koyup uyu-
maya başladılar. Hut sepetten çıktı. Canlandı, zıpladı ve suya düştü. De-
nizde iz bırakarak yüzmeye başladı ve gitti. İşte bu, Musa’yı ve genç ar-
kadaşını şaşkınlığa götüren bir mucize (insanları benzerini meydana ge-
tirmekten aciz bırakan) oldu. Hemen kalkıp içinde bulundukları kalan ge-
cenin ve gündüzün tamamını yürüdüler. Sabah olunca açlık hissettiler.
Musa (a.s.) yanındaki gence: “Kahvaltımızı getir. Bu yolculuktan epeyce
yorulma ve meşakkat gördük” dedi. Musa (a.s.) belirlenen yeri geçtikten
sonra kendinde bir yorulma hissetti. Ondan önce bedeninde hafiflik, dinç-
lik hissediyordu, şevkle yürümeye devam ediyordu.