Page 157 - Vusta

Basic HTML Version

156
HÜSNÜ GEÇER
Bu diyarda bu yaşam, bu zor seyrüsefer, sadece nefsanî arzuların ve
hayvani şehvetlerin tatmini için değildir. Bunun için yaşayan şeklen insan
olsa bile manen düşünceden uzak net bir hayvandır. Sureten beşer olsa
bile sireten bakardır (sığırdır).
Varlıkların en şereflisi olan insan, efendidir, değerlidir, üstün ve şe-
hametlidir. İnsanlığına ve imanına ters düşen işten ve gidişten sakınırsa,
şehamet ve üstünlüğüne yakışır bir şekilde yaşarsa böyledir. Yoksa nef-
sanî arzu onu çekerek haram balçığına atar; o zaman özce, sözce, işçe ve
gayece kirlenir. İnsanlığa yakışır derecelere ulaşmak bir yana kendisine
insanlık gözüyle bakılmaz bile.
İki kardeş fakr u zaruretten dolayı gurbete çıkarlar. Toprağı geniş, be-
reketli, insanları uslu ve edepli, işverenleri hakşinas ve merhametli bir
memlekete giderler. Küçük kardeş, evinde ve yurdunda çektiği darlığı ve
sıkıntıyı gözü önüne getirerek gece gündüz ilme, irfana, ticarete ve diğer
kazanç yollarına zamanını verir. Bilgin olur. Zengin olur ve geleceğine
güvenle bakmaya başlar.
Büyük kardeş ise sefihler (aklında noksanlık olanlar) gibi sefahatin,
gayr-i meşru lezzetlerin ve insanlık makamına yakışmayan işlerin peşine
düşerek değerli gençliğini, kıymetli ömrünün bir bölümünü heba eder.
Zamanını değerlendirmez, günlerini ve gücünü boşa harcar.
Bir zaman sonra ikisi de ana yurtlarına dönerler. Küçüğü büyük bir
insan olur, büyüğüyse düşük seviyeli, küçük bir insan olur. Zira küçüğün
elinde sermaye, kendisini ve başkalarını doyurabilecek kadar vardır. Di-
ğeriyse evinden tek başına ayrıldığı gibi, evine tek başına ve yoksul ola-
rak döner.
Büyük kardeş çok zaman sonra; “değer varlıktadır, saygı bilgidedir,
sevgi sermayededir” gibi sözlerin yerinde söylenilmiş olduğuna inanır.
Ama fırsat kuştur, kafesten uçtu mu bir daha gelmez. Zaman mermidir,
namludan çıktı mı bir daha girmez.
“Malı olmayanın dostu bulunmaz,
Çaylar, denizlere akar demişler.”