Page 132 - Vusta

Basic HTML Version

KÜLLİYAT-I VUSTA
131
sohbeti ilimdi, yanaşması marifetti, arkadaşlığı yön değişmekti. Her işi ve
her gidişi, Allah’ın kanununa uygundu. Her seviyeden insanlara örnek bir
âlim-i Rabbani idi.
Gençliğinde uzun yıllar ders vermekle de meşgul olmuştu. Nice âlim-
ler onun elinden yetiştiler. Hocaları gibi insanlara güzel örnek ve insanları
aydınlatan birer örnek oldular. Bunların içerisinde Suriye doğusunun âli-
mi, mütefekkir, üstat ve müderris, Molla Abdullah el-Kırtıminî de vardır.
Yüce Allah kendilerine sıhhat ve uzun ömürler nasip eylesin. Çünkü ah-
lakıyla, konuşmasıyla, gidişiyle, niyetiyle, amacıyla ilim, iman ve İslam
önderidir.
Derlerdi ki: “Âlimin yüzünde Peygamberlik pırıltısı ve nübüvvet nu-
ru görülmelidir. Âlim ve içindeki toplum, Resulullah’ı ve sahabelerin ce-
maatini andırmalıdır. Ağırbaşlılık; Allah korkusu, hikmet, İslam’a uygun
yaşam ve benzeri faziletler kendilerine özellik olmalıdır. Aksi takdirde
her bilen varis olamaz.”
Hz. Nuh Aleyhisselam’ın, oğlu Kenan’ın tufandan kurtuluşu için Yü-
ce Allah’a yalvarışı ve Yüce Allah’ın kendisine cevabı şöyle olmuştu:
“Rabbim! Şüphesiz oğlum ehlimdendir. Vaadin ise elbette ki haktır. Sen
hâkimlerin hâkimisin.” Dedi ki: “Ey Nuh! O asla senin ehlin değildir.
Çünkü o, yararlı bir amel değildir.”
67
Anlaşılıyor ki; evlat, neseple değil,
nispet ve amelle evlat olur. Âlim de uygulamakla Resulullah’ın ahlakını
taşımakla varis olur, sadece bilgiyle değil. Âlimin bakışı; dünyaya değil,
ayak üzerine olmalıdır. Tuz yemeğin tadını güzelleştirdiği gibi, âlim de
ümmetin maneviyatını yükseltip ahlakını güzelleştirmelidir.
Âlimin elbisesi yeni veya temiz olmalıdır. Çünkü zamanımızın insan-
ları görüntüye çok düşkün ve meyyaldir. Yüce Allah buyurur ki: “Elbise-
lerini tertemiz et.”
68
Fesahatle ve düzgün konuşabilmek için âlimin dişi de tam olmalı,
yoksa konuşması dinlenilmez. Konuşmak suya benzer, su ne kadar temiz
olursa o kadar iştah çekici ve sağlıklı olur. Konuşma da ne derecede net
ve anlaşılır olursa o derecede etkili ve yararlı olur.
67 Hud, 45-46.
68 Müddessir, 4.