264
            
            
              olduğu gibi insanda işlediği işlerden, girdiği ortamdan, amaçladığı maddi
            
            
              hedeflerden kesinlikle manen kirlenir, kalbi katılaşır, içi karıncalanır. İşte
            
            
              temizlenmesi için tövbe etmesi, pişmanlık zımparası ile içini parlatması
            
            
              gerekir. Zira maddi kir, su ve sabun ile giderildiği gibi günahtan doğan
            
            
              kalbin manevi pası da tövbe ve pişmanlık ile giderilir.
            
            
              Tövbe eden bir insan tövbe etmeden önce dağda başıboş bırakılan ço-
            
            
              bansız davara benzer. Böyle bir davarı ya hırsız götürür ya da kurt parçalar
            
            
              ya da soğuk ve açlıktan ölür. Ama çobanın, gözetiminde bulunan hayvan
            
            
              kolay kolay zarar görmez. İşte insanoğlu bir mürşidin gözetimine girme-
            
            
              yince, ya şeytan vesvese ile veya kötü arkadaşın teşviki ile veyahut içinde
            
            
              yaşadığı maddi ve şehvani ortamın etkisi ile doğruluktan ayrılır, manadan
            
            
              kopar, üstün ahlak ve faziletten arınır. O zaman maddeten ve manen çö-
            
            
              küntüye uğrayarak mahv u perişan olur. Ama hikmet sahibi mürşidi, ken-
            
            
              disine ayna eden, ona bağlanan, onun gösterdiği istikamete doğru seyreden
            
            
              genellikle kaymaktan emin olur.
            
            
              Tövbe eden bir kimse şeyhin elini tutup tövbeden sonra harama gir-
            
            
              memek için çok dikkatli olmalıdır. Çünkü bir insana bağlanmıştır. İnsan
            
            
              sabırsız olarak yaratılmıştır. Arkadaşından ve terbiye ettiği kimseden fazla
            
            
              tahammülü olmaz. Mürşide bağlanan, suç işlediğinden dolayı, kendisin-
            
            
              den koparsa artık bir daha felah bulması pek zordur. Çünkü kuraldır ki,
            
            
              ilk etapta bir işte başarılı olmayan bir insan o işe karşı isteği son derece
            
            
              kırılır.
            
            
              Tövbe eden bir insan bu sekiz edebi yerine getirdiği gecenin sabahında
            
            
              içinde huzur, bedeninde hafiflik ve kendisini neşe içerisinde görür. Fakat
            
            
              bununla yetinmemeli Yüce Allah’a şükredip tövbe üzerine kalması için
            
            
              yalvarmalıdır. Şükür nimeti arttırdığı gibi Yüce Allah’ın lütfuna sığınıp
            
            
              yalvarmak da insanı korumaya, esenliğe ve mutluluğa götürür.
            
            
              Bazı sahte hocalar, madde üzerine donmuş kalmış kimseler, kendilerin-
            
            
              den ve geleceklerinden haberi olmayan şahıslar şeyhe ne lüzum var, hatta
            
            
              imamlara ve mezheplere ne lüzum var demektedir. Hayır, her insan bera-
            
            
              ber olduğu arkadaşı ile içinde yaşadığı toplumun hali ile hallenir. Mezhep-
            
            
              ten, imamdan ve Allah dostundan koparsan, kimden ve neden kopmuşsun,
            
            
              kime ve nereye gidiyorsun biliyor musun?!
            
            
              KÜLLİYAT-I SUĞRA