237
            
            
              Babası büyük veli Şeyh Ahmet el-Haznevi (k.s.), ağabeyleri Şeyh Mu-
            
            
              hammed Masum (k.s.) ve Şeyh Alaaddin (k.s.) gibi ilmi yaymaya, ilim
            
            
              öğretmeye son derece önem verdi. Medresesinde yaklaşık olarak altı yüz
            
            
              talebe okuyordu. Bilgiyle mücehhez, eğitim ve öğretime düşkün, ahlaki
            
            
              seviyeleri üstün, otuza yakın müderris medresesinde ders okutuyordu. Üs-
            
            
              telik bayram gibi münasebetlerde talebelerden eve gidenin yol harcırahını
            
            
              kalanların bayram masraflarını verirdi.
            
            
              Cuma gecesi, ihvanı ve irşadı bırakarak talebeleri ve hocaları sığabil-
            
            
              diği kadar divana çağırırdı. Onlar arasında bilimsel yarışma, zekâ dene-
            
            
              mesi yapar, kazanana ödül verirdi. Bazen latifeci talebeleri konuştururdu.
            
            
              Onları neşelendirmek, morallerini düzeltmek için akli, ahlaki ve kültürel
            
            
              seviyelerini yükseltmek için bir takım latifeler ve hikâyeler dile getirilirdi.
            
            
              Muhabbetlerini arttırmak için ilahiler söylenirdi. Sonunda ilim teşviki ile
            
            
              güzel niyetle üstün ahlakla ilgili sıcak sohbet verirdi. Öyle ki talebeler, üs-
            
            
              tün moralle, ilim tahsil etmek için büyük bir şevkle divandan ayrılırlardı.
            
            
              Medrese, planlı programlı olduğundan hatip, edip, faziletli ve ilimle do-
            
            
              natılmış insan yetiştiren kıymetli bir fabrika gibi oldu. Bu kıymetli insan
            
            
              yetiştirme fabrikası bugüne dek ziyadesiyle oğlu ve halifesi Şeyh Muham-
            
            
              med (k.s.) sayesinde en güzel bir biçimde çalışmaktadır. İçinde Şam’dan,
            
            
              Halep’ten, Türkiye’den, Mısır’dan, Libya’dan, Tunus’tan ve benzeri çok
            
            
              ülkelerden öğrenci okumaktadır. Umarız ki, daha üstün kaliteli bilginlere
            
            
              merkez ve çıkış noktası olacaktır. Çünkü şeyh Muhammed (k.s.) yetenekli,
            
            
              dirayetli, müslümana samimi ve ihlâslı bir dosttur.
            
            
              29
            
            
              Şeyh (k.s.) çok münasebetlerde ilimden konuşurdu. İlim tahsiline teş-
            
            
              vik ederek, şöyle derdi: Hz. Ali (r.a.) buyurmuş;
            
            
              
                “İlim maldan hayırlıdır.
              
            
            
              
                İlim seni korur, sen de malı korursun. İlim hüküm edendir, mal hüküm
              
            
            
              
                edilendir. İlim vermekle artar, mal vermekle azalır. Âlim gündüz oruçlu,
              
            
            
              
                geceyi ibadetle geçiren ve Allah yolunda cihat edenden daha üstündür.”
              
            
            
              Hz. Süleyman’a (a.s.) şöyle denildi:
            
            
              
                “İlimden, maldan ve padişahlıktan
              
            
            
              
                birisini seç.”
              
            
            
              İlmi seçti. Kendisine hem mal hem de padişahlık verildi.
            
            
              Herkesin önemli bir sevinç anı vardır. O da zifaf gecesidir. Fakat ilmi
            
            
              tamamlayan insana önemli iki sevinç zamanı vardır. Biri az önce belirttiği-
            
            
              miz, ikincisi ise tahsilini tamamlayıp icazetini alma günüdür.
            
            
              29 (Haşiye) Maalesef umduğumuz hedefe varmadan Şeyh Muhammed (k.s.) umre seferinde
            
            
              Ramazan-ı Şerifte Harameynin arasında trafik kazasıyla Allah'ın rahmetine kavuştu.
            
            
              ŞEYH  M.  İZZETTİN EL-HAZNEVİ’NİN (K.S.) HAYATI