232
            
            
              Diyorlardı ki; hakiki şeyhin iki alameti vardır:
            
            
              BİRİNCİSİ,
            
            
              zengin olması;
            
            
              ta ki gözü kimsenin elinde malında olmasın, gür sesle Allah yoluna davet
            
            
              etsin, ihtiyaç ve sıkıntı onu çağrısından ayırmasın;
            
            
              İKİNCİSİ,
            
            
              beraberinde
            
            
              alimlerin fazla olması. Çünkü, insana gelen sehv ve gaflet anlarında uygun
            
            
              olmayan işlerden alıkoyan ve uyaran âlimlerdir.
            
            
              Bir âlimin toplum içinde sözüne ve ilmine itibar edilip, güven duyulursa
            
            
              ihlâslı çalışması, çıkardan uzak olması, şu gruba bu gruba meyletmemesi
            
            
              gereklidir. Zira İslam dini her seviyede olan her insana genel bir din olduğu
            
            
              gibi, güven kazanmış, ilim ve kabiliyetlerle donanmış din adamı da insan
            
            
              şumul bir düzeyde olması gereklidir.  Yüce Allah:
            
            
              125
            
            
              
            
            
              ُ
            
            
              ن َ
            
            
              س ْ
            
            
              ح َ
            
            
              ا َ
            
            
              ى ِ
            
            
              ه ى �
            
            
              ت َّ
            
            
              لا ِ
            
            
              ب ْ
            
            
              م ُ
            
            
              ه ْ
            
            
              ل ِ
            
            
              دا َ
            
            
              ج َ
            
            
              و ِ
            
            
              ة َ
            
            
              ن َ
            
            
              س َ
            
            
              ح ْ
            
            
              لا ِ
            
            
              ة َ
            
            
              ظ ِ
            
            
              ع ْ
            
            
              و َ
            
            
              م ْ
            
            
              لا َ
            
            
              و ِ
            
            
              ة َ
            
            
              م ْ
            
            
              ك ِ
            
            
              ح ْ
            
            
              لا ِ
            
            
              ب َ
            
            
              ك ّ
            
            
              ب ِ
            
            
              َ
            
            
              ر ِ
            
            
              لي �
            
            
              ب َ
            
            
              س ى ٰ
            
            
              ل ِ
            
            
              ا ُ
            
            
              ع ْ
            
            
              د ُ
            
            
              ا
            
            
              
                “Güzel vaaz ve hikmetle (akla ve nakle dayalı net konuşmayla) Al-
              
            
            
              
                lah yoluna çağır ve onlarla en güzel olanla cedelleş (söz diyaloğunda
              
            
            
              
                bulun)”
              
            
            
              23
            
            
              buyurmaktadır.
            
            
              1980’lerde sohbetinde bulunuyordum. Huzuruna kendisini ve asaletini
            
            
              beğenmiş genç ve dinamik bir müftü geldi ve şöyle dedi: Ben tasavvuf
            
            
              ehlini sevmiyorum. Çünkü meşayıhı el öptürüyorlar. Müslümanlar, grub-
            
            
              lara; şu veya bu tarikata mensup cemaatlere ayrılmışlar ve elalemden mal
            
            
              topluyorlar.
            
            
              Şeyh (k.s.) şöyle dedi: Yüce Allah:
            
            
              َ
            
            
              م ْ
            
            
              ع ِ
            
            
              ن َ
            
            
              و ى ٰ
            
            
              ل ْ
            
            
              و َ
            
            
              م ْ
            
            
              لا َ
            
            
              م ْ
            
            
              ع ِ
            
            
              ن َ
            
            
              ف
            
            
              
                ج
              
            
            
              ْ
            
            
              م ُ
            
            
              كي ٰ
            
            
              ل ْ
            
            
              و َ
            
            
              م َ
            
            
              و ُ
            
            
              ه
            
            
              
                ط
              
            
            
              ِ
            
            
              ه ّٰ
            
            
              للا ِ
            
            
              ب او ُ
            
            
              م ِ
            
            
              صَ
            
            
              ت ْ
            
            
              عا َ
            
            
              و َ
            
            
              ةو ٰ
            
            
              ك َّ
            
            
              زلا اوُ
            
            
              ت ٰ
            
            
              ا َ
            
            
              و َ
            
            
              ةو ٰ
            
            
              ل َّ
            
            
              صلا او ُ
            
            
              مي �
            
            
              ق َ
            
            
              ا َ
            
            
              ف
            
            
              78
            
            
              
            
            
              ُ
            
            
              ري �
            
            
              صَّ
            
            
              نلا
            
            
              
                “Dosdoğru namaz kılın, gönül hoşnutluğu ile zekât verin. Allah’a
              
            
            
              
                (Kitaba ve beğendiği İslam dinine) asılın, O dostunuzdur. İşte (Yüce
              
            
            
              
                Allah) ne güzel dosttur ve ne güzel yardımcıdır”
              
            
            
              24
            
            
              buyurmaktadır.”
            
            
              Yani bedeni ve mali ibadeti dinin istediği vech ile eda etmek, İslam
            
            
              dinine sarılmak Yüce Allah’ın sevgisini ve yardımını size kazandırır. Öyle
            
            
              ise ibadet edip, cömert, dindar olarak, Yüce Allah’tan yardım dileyerek
            
            
              kudretine dayanın.
            
            
              Büyük Şeyh (Şeyh Ahmet el-Haznevi (k.s.) şöyle diyordu:
            
            
              
                Bir mürşit
              
            
            
              23   Nahl suresi, ayet 125
            
            
              24 Hac suresi, ayet 78
            
            
              KÜLLİYAT-I SUĞRA