199
            
            
              calı olsaydı Peygamber (s.a.v.) bu cümleyi bu mübarek hadisin sonunda
            
            
              zikretmezdi.
            
            
              Bazen şiddetli sevgi insanı mahv u fenaya götürür. Öyle ki seven ken-
            
            
              disini kaybeder ve ancak sevgiliyi görür, sevgiliyi düşünür. Bu, iki insan
            
            
              arasındaki sevginin etkisidir. Düşün, kul Yüce Allah’ın cemalinden bir te-
            
            
              celli görürse, nurundan bir pırıltısını kalbinde hissederse, azametini bilip
            
            
              ihsanını anlarsa, daima kemalde olan varlığını idrak ederse duygulanmaz
            
            
              mı, bu duygular onu muhabbet deryasına daldırmaz mı, bu makamda kul
            
            
              masivadan el çekmez mi? Gözlerini her şeyden yumup basiretini Yüce
            
            
              Allah’ın şuunatına karşı açıp beklemez mi?
            
            
              İşte bu makamda kuldan hikâye yoluyla sathî görüşte şeriata muhalif
            
            
              bazı ibareler zuhur eder. Sathî görüşlü insan o ibarelerin zahirine bakınca
            
            
              inkâra, itiraza ve su-i zanna gider. Hâlbuki bu insan, güzel düşünüp hüküm
            
            
              verseydi kendisine daha hayırlı olurdu.
            
            
              Onun için İmam-ı Şafii (r.a.) şöyle diyor:
            
            
              
                “Uyumsuz bir ibareyi, müna-
              
            
            
              
                sip bir insandan duyarsan, hemen bu yanlıştır, suçtur, deme. O ibareyi
              
            
            
              
                güzel düşün, iyi bir şekilde yorumlamak için kırk tevile git. Baktın ki
              
            
            
              
                elinde iyi bir tevil kalmadı, sus. Çünkü susmak da hikmettir.”
              
            
            
              Mevlana Celalettin Rumi şöyle diyor: Firavun,
            
            
              ى ٰ
            
            
              ل ْ
            
            
              ع َ
            
            
              لا ُ
            
            
              م ُ
            
            
              ك ُّ
            
            
              ب َ
            
            
              ر ا َ
            
            
              ن َ
            
            
              أ
            
            
              
                Ben en
              
            
            
              
                yüce Rabbinizim.
              
            
            
              16
            
            
              Ebu Yezid-i Bestami,
            
            
              ُّ
            
            
              ق َ
            
            
              ح ْ
            
            
              لا ا َ
            
            
              ن َ
            
            
              أ
            
            
              
                Ben hakkım,
              
            
            
              dedi. İkisi-
            
            
              nin kelamı da şeriatın zahirine muhaliftir.
            
            
              Fakat Firavunun kelamı tufana, garka, helake, nefret ve lanete sebep
            
            
              oldu. Ebu Yezid-i Bestaminin ibaresi ise, ilahi feyze, ruhani lezzete, mane-
            
            
              vi hayata, muhabbet ve rahmete vesile oldu.
            
            
              Çünkü Firavunun sözü cehaletten, karanlıktan, kibirlilikten, zulümden,
            
            
              putperestlikten ve küfürden ileri geldi. Ebu Yezid-i Bestaminin ibaresi ise
            
            
              ilimden, nurdan, alçak gönüllülükten, adaletten, hakperestlikten meydana
            
            
              geldi. O,  kopardığı tufanın içinde gark oldu. Bu ise amaçladığı gülistanın
            
            
              içinde hayat buldu, huzur buldu. Ona
            
            
              ِ
            
            
              راَّ
            
            
              نلا ِ
            
            
              با َ
            
            
              ح ْ
            
            
              ص َ
            
            
              أ ْ
            
            
              ن ِ
            
            
              م َ
            
            
              كَّ
            
            
              ن ِ
            
            
              إ لي ِ
            
            
              ل َ
            
            
              ق َ
            
            
              ك ِ
            
            
              ر ْ
            
            
              ف ُ
            
            
              ك ِ
            
            
              ب ْ
            
            
              عَّ
            
            
              ت َ
            
            
              مَ
            
            
              ت ْ
            
            
              ل ُ
            
            
              ق
            
            
              
                Azı-
              
            
            
              
                cık küfrünle sevin sen ateş ashabındansın”
              
            
            
              17
            
            
              denildi. Buna
            
            
              ي ِ
            
            
              دا َ
            
            
              ب ِ
            
            
              ع ي ِ
            
            
              ف ي ِ
            
            
              ل ُ
            
            
              خ ْ
            
            
              دا َ
            
            
              ف
            
            
              16 Nâziât suresi, ayet 24
            
            
              17 Zümer suresi, ayet 8
            
            
              TASAVVUF