141
            
            
              5
            
            
              
            
            
              
                ط
              
            
            
              اً ٔ
            
            
              ـ ْ
            
            
              ي َ
            
            
              ش ٍ
            
            
              م ْ
            
            
              ل ِ
            
            
              ع ِ
            
            
              د ْ
            
            
              ع َ
            
            
              ب ْ
            
            
              ن ِ
            
            
              م َ
            
            
              م َ
            
            
              ل ْ
            
            
              ع َ
            
            
              ي َ
            
            
              ل ْ
            
            
              ي َ
            
            
              ك ِ
            
            
              ل ِ
            
            
              ر ُ
            
            
              م ُ
            
            
              ع ْ
            
            
              لا ِ
            
            
              ل َ
            
            
              ذ ْ
            
            
              ر َ
            
            
              ا ى � ٰ
            
            
              ل ِ
            
            
              ا ُّ
            
            
              د َ
            
            
              ر ُ
            
            
              ي
            
            
              ْ
            
            
              ن َ
            
            
              م ْ
            
            
              م ُ
            
            
              كـْ
            
            
              ن ِ
            
            
              م َ
            
            
              و
            
            
              
                “Tam bilgiden sonra hiçbir şeyi bilmemek için en rezil ömre döndü-
              
            
            
              
                rülen kimse sizdendir.”
              
            
            
              100
            
            
              Yani, insandan bir kısım zaafı meydana getiren, acı, elemi çoğaltan, dün-
            
            
              yada ve içinde bulunan her şeyden soğutan ve hastalıkları çağıran ihtiyarlık
            
            
              günlerine ulaşılacak. Bunda hiçbir şüphe yoktur. Zira gözle müşahede et-
            
            
              mekteyiz. Hal bu iken dünyaya fazla meyletme, maddiyat üzerine donup
            
            
              kalma, madde orada dursun ihtiyarlık Yüce Allah’a bağlı bilgiler dışında
            
            
              hafızasında bulunan malumatı söker atar. Bu hissi kalbinde hisseden kim-
            
            
              senin içi tevekkül, iman, Yüce Allah’ın rızasına götürür sebeplere bağlılık
            
            
              ve Rabbine karşı hüsnü zan ile dolar.
            
            
              Bu da, Yüce Allah’ın kendisine saadet ve mutluluğu yazmış kimselere
            
            
              müyesser olabilir. Yoksa şakiyi, ne bağ ve ne de ağ, sefalet balçığından
            
            
              kurtaramaz.
            
            
              İhtiyarın en güzel işi; ahlakında, gidişatında ve davranışında içinde ya-
            
            
              şadığı genel kesime iyi örnek ve güzel gösterge olmaktır.
            
            
              İhtiyarın birisi bir müdrikin ziyaretine gelerek şöyle der: Gözümüzün
            
            
              görme kabiliyeti zaafa uğramış, nefesimde de daralma var, çok unutkan
            
            
              olmuşam, midemde de rahatsızlık var, dizlerim de tutmuyor, uykum da
            
            
              kaçmış… diyor. Be hey mübarek!  “ben ihtiyarım” de. Çünkü bu kısacık
            
            
              cümle söylediğini ziyadesiyle ifade eder.
            
            
              Bilinmeli ki, gençliğini iyilik ve ibadetle geçiren ihtiyarın ne sevabı ne
            
            
              değeri ve ne de toplumun kalbinde ki sevgi ve saygısı azalma kabul eder.
            
            
              Yüce Allah buyurur:
            
            
              ُ
            
            
              ر ْ
            
            
              ي َ
            
            
              غ ٌ
            
            
              ر ْ
            
            
              ج َ
            
            
              ا ْ
            
            
              م ُ
            
            
              ه َ
            
            
              ل َ
            
            
              ف ِ
            
            
              تا َ
            
            
              ح ِ
            
            
              لا َّ
            
            
              صلا او ُ
            
            
              ل ِ
            
            
              م َ
            
            
              ع َ
            
            
              و اوُ
            
            
              ن َ
            
            
              م ٰ
            
            
              ا َ
            
            
              ني �
            
            
              ذ َّ
            
            
              لا َّ
            
            
              ل ِ
            
            
              ا
            
            
              5
            
            
              
            
            
              
                لا
              
            
            
              َ
            
            
              ني �
            
            
              ل ِ
            
            
              فا َ
            
            
              س َ
            
            
              ل َ
            
            
              ف ْ
            
            
              س َ
            
            
              ا ُ
            
            
              ها َ
            
            
              ن ْ
            
            
              د َ
            
            
              د َ
            
            
              ر َّ
            
            
              م ُ
            
            
              ث
            
            
              6
            
            
              
            
            
              
                ط
              
            
            
              ٍ
            
            
              نوُ
            
            
              ن ْ
            
            
              م َ
            
            
              م
            
            
              
                “Sonra onu (insanı) alçakların en alçağına döndürdük. İnananlar ve
              
            
            
              
                güzel işler yapanlar hariç. Şüphesiz onlara hiç kesilmeyen büyük
              
            
            
              
                mükâfat ve ecir vardır.”
              
            
            
              101
            
            
              100. Hac suresi, ayet 5
            
            
              101. Tin suresi, ayet 5-6
            
            
              MEVAHİB