Page 101 - Sugra

Basic HTML Version

100
dana getirirler. Zavallı farkında da olamaz. Sır budur ki Peygamber (s.a.v.)
şöyle buyurur:
. ٌّ
ي ِ
ق َ
ت َّل ِ
إ َ
ك َ
ما َ
ع َ
ط ْ
ل ُ
ك ْ
أ َ
ي ل َ
و اً
ن ِ
م ْ
ؤ ُ
م َّل ِ
إ ْ
ب َ
ح ْ
صَ
ت ل
“Sadece mümine arkadaşlık yap ve ancak muttaki, senin yemeğini
yesin.”
52
130. Güneşe çıkan güneşin ısısından ve ışığından yararlanarak güvenilir
bir hayat sürer. Gölgede olan karanlık, rutubet ve havasızlıkta kalır. Bu hal
üzerine devam ederse öyle hastalıklara düçar olur ki sağlığına ermek için
hiç derman bulamaz.
131. Alimlerle beraber olan evliya ile sohbet eden ilimlerinden ve nurla-
rından yeterli payını alır. Feyizlerinden ve bereketlerinden, nefsi temizliğe,
aklı anlayışa, kalbi huzura kavuşur. Onlardan uzak düşen çok kalbi acılara,
ruhsal sıkıntılara maddi ve manevi zararlara uğrar. Öyle ki bu âlemden ber-
zah ve ahiret âlemlerine kadar insanlığa yakışır bir yükselişi, bir oluşumu,
bir ulaşımı ve bir saadeti bulamaz.
132. Ermişlerin gönüllerine gelen nurlar Yüce Allah’tan onlara büyük
bir nimet ve çok büyük bir ikramdır. Çünkü o nurların gelişi ya gerçekleri
ve bilimleri bildirmek içindir, veyahut sırları göstermek içindir veyahut
karanlık perdelerini yırtmak içindir veyahut hayırları ve şerleri oldukla-
rı gibi tanıtmak içindir veyahut tembelliği ve gevşekliği ortadan kaldırıp
çalışmada ciddiyeti, tutunmayı ve dinçliği getirmek içindir veyahut kalbi
parlatıp yansıma yolu ile içinde hakikatleri gösterip müjdelemek içindir.
Onun için, şunun için veya bunun için olsun nurların gönüllere uzanma-
sı ışıktır, aydınlıktır, neşedir, ferahlıktır. Fakat bilmeliyiz ki paslı veyahut
camı kirli olan ayna görüntü vermeye hiç de elverişli olamaz. Öyle ise
kalbini Allah’ın zikri ile temizle. Ta ki te‘âküs (yansıma) oluşsun.
133. Nurlar amellerin, hallerin ve makamların değişmesi ile renk de-
ğişirler. En güzeli net beyazdır. Çünkü böyle bir nur niyet sadeliğinin, iç
temizliğinin, nefs gelişiminin belirgin belirtisidir.
134. Gönüllere nurların zuhuru kalp çocuğunun basiretinin açılmasına
alamettir. Öyle ise seyr-i sülûk eden o nurlarla aldanıp mağrur olmasın.
Çünkü çocuğun daha gözetime, eğitim ve öğretime, ders ve medreseye,
tecrübe ve irşada ve uzun sohbete ihtiyacı vardır. Henüz o çiğdir, pişmesi
52 Darimî, 33; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned 3/38
KÜLLİYAT-I SUĞRA